Fatma Nurselin KODAL

DÜŞÜNCELERNİZE DÖNÜŞMEK Mİ, DÜŞÜNCELERİNİZİ DÖNÜŞTÜRMEK Mİ?

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hiç düşüncelerinizin temellerini düşündünüz mü? Günde binlerce olumsuz düşünce yığınıyla savaşırız. Bunun yanında elbette olumlu düşünce ve inançlar da vardır ve bizleri besler. Fakat olumsuz düşüncelerin bizi yıllarca zehirlemesi? Kimi düşünce kalıplarımız bizleri beslerken, kimi düşünce kalıplarımız bizleri yormaktadır.

Gandhi’nin bir deyişiyle zenginleştirebiliriz bu anlatımı: “Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür. Düşüncelerinize dikkat edin; duygularınıza dönüşür. Duygularınıza dikkat edin; davranışlarınıza dönüşür. Davranışlarınıza dikkat edin; alışkanlıklarınıza dönüşür. Alışkanlarınıza dikkat edin; değerlerinize dönüşür. Değerlerinize dikkat edin; karakterinize dönüşür.” Düşüncelerimizin önemi göz ardı edilemeyecek kadar büyüktür. Bir düşünce olayların nasıl yorumlandığından doğar ve hissettiklerimiz ile düşüncelerimiz birleşince davranışlar gelişir. Bu nedenler düşünceleri farkındalık ve bu kalıpların kökenini keşfetmek önemlidir.

Örneğin, bir tanıdığınız size selam vermezse aklınızdan “beni görmemezlikten geldi. Bana ayıp etti, saygısız, ben selam vermeye değmez miyim?” gibi pek çok düşünce geçebilir. Bu düşünceler de sizin o insanı bir daha gördüğünüzde nasıl davranacağınızı etkiler. Birkaç farklı kişi daha aynı şekilde davranırsa, kendinize karşı “ben sevilmiyorum’’ düşüncesi gelişebilir. Bu nedenle sosyal ortamlardan çekilip, kendinizi yalnız hissedebilirsiniz. Hep bir döngü ve bağlantı ile ilerler.

Bu düşünce kalıpları, otomatik düşünce ve temel inançlar ile ara inançlardan oluşan şemalar olmak üzere ikiye ayırmaktadır. Bu düşünceler yanlış çıkarımlara ve problemlere neden olabilmektedir. Deneyimleri algılayış biçimimizin duygu, davranış ve psikolojik reaksiyonlara neden olduğunu vurgulanır. Bu nedenle, düşüncelerimize dönüşmek veya düşüncelerimizi dönüştürmek ikilemi çok güçlü ve önemli bir noktadır.

Bilişin içeriğinde bulunan sözel veya imgesel kısımlar otomatik düşüncelerdir ve zihinde birdenbire belirerek kendilerini gösterdikleri için otomatik ismini alırlar. Bireylerin duygusal olarak nasıl hissettiği ve nasıl davrandığı, karşılaştığı olayı nasıl yorumladığı, olayla ilgili ne düşündüğü ile ilişkilidir. Bu otomatik düşüncelerin belirleyicisi ise, çocukluktan bu yana geliştirilen; kendisi, başkaları ve dünya üzerine temel inançlardır. Temel inançlar daha derindedir. Ayrıca, temel inançlar olumsuz hissettiriyorsa, bu temel inançların verdiği histen kaçınmak için davranış ve tutumlar geliştirilir. Geliştirilen bu tutumlar ise ara inançlardır ve temel inançların yarattığı yorucu duygulardan kaçınma işlevini sağlar.

Temel inançların sınıflandırılmasına bakıldığında ise üç kategoriden oluşmaktadır. Bunlar; çaresizlik, sevilmemek ve değersizliktir. Bu temel inançlar çevresinde, otomatik düşünceler ve ara inançlar gelişir. Bir buzdağı düşünürsek sular altında kalan kısım temel inançlar; arada kalan kısım ara inançlar; en üstte kalan kısım ise otomatik düşünceler olacaktır.

Düşüncelerinizin gücünün farkında mısınız?

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!