BAŞKALARINI MEMNUN ETME İHTİYACI
“Hayır diyemiyorum.”
“O mutlu olsun yeter!”
“Önceliğim başkaları.”
“O kırılmasın, benim için fark etmez.”
Bu gibi cümleleri sık kuruyorsanız, “people-pleaser”, yani insanları memnun etme odaklı bir insan olabilirsiniz. Peki nedir bu memnun etme ihtiyacı?
İnsanları memnun etme ihtiyacı, önceliğimize diğerinin istek ve ihtiyacını koyma ve kendi ihtiyaçlarımızı ihmal etme durumudur. Genellikle, çocukken ebeveynlerimizle olan ilişkimizde öğrendiğimiz bir davranıştır ve kişilik özelliğidir. İstenileni verebildiğimizde, beklentileri karşılayabildiğimizde, karşıdakinin isteklerini yerine getirebildiğimizde sevileceğimizi ve takdir edileceğimizi düşünürüz.
Çünkü genellikle teşvik edici, motivasyon arttırıcı davranışlar (sevgi dolu cümleler, temas kurmak, tebrik etmek, hediye almak vs. gibi) karşı tarafı memnun ettikçe gelmiştir. Böylece bu olumlu davranışları elde etmek karşıdakini memnun etmekten geçtiği için “biri tarafından sevilmek” koşullu bir hal alır. Bu koşul önce memnun etmek ve sonrasında sevgiyi kazanmaktır. Kişi kurduğu diğer ilişkilerini de bu koşula göre başlatıp sürdürebilir.
“Hata-yanlış” olarak kabul edilen davranışlar (karşıdakinin dayattığı kurallar, düşüncelere göre) sergilendiğinde ise kişi aynı şekilde destek almadıkça, memnun ettiği zaman hissettiği sevgi ve teması aynı şekilde hissedemediğinde kaygılanabilir. Başarısız olduğunda alacağı tepkiye karşı çekimser olabilir. Aynı sevgiyi hissetmek için yine memnun edici davranışlar sergileyebilir. Ayrıca, bu durum mükemmeliyetçi kişilik özellikleri ve kendine karşı katı tutumlar geliştirmesine, özgüveninin zarar görmesine neden olabilir.
İşte bu nedenle kendi ihtiyacınızı görebilmek, kendinize değer vermeyi “bencillik” olarak adlandırmamak önemlidir. Kendinize öncelik verip, ihtiyaçlarınızı kendiniz karşılanabilirseniz kendinizi değerli görebilirsiniz. Aksi halde kendinize olan sevginizde koşullu bir hal alır. Ayrıca ebeveynseniz, çocuklarınızın başarılarında olduğu gibi başarısız olduğu durumlarda da destek olmak, yanında olduğunuzu hissettirmek önemlidir.
Örneğin; çocuğunuz yalnızca sınavından 100 aldığında hediyeler almak, yalnızca başarılarından sonra sarılmak, ödev yaparken doğru bildiği sorular için “çak bir beşlik” demek; fakat başarısız olduğu, yanlış yaptığı veya o an kendini iyi hissetmediği için isteğinizi yerine getiremediğinde aynı sevgi dolu davranışı sergilememek “yalnızca başarılıysam ve isteklerini gerçekleştirirsem sevilirim” düşüncesine neden olabilir.
İhtiyaçlarınıza, bedeninize kulak verin! Kendinize gösterdiğiniz şefkat en iyileştirici etkendir!