MAHMUTLARDA APARTMAN YÖNETİMİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

İnsan bazen öyle olaylarla karşı karşıya kalıyor ki gördüğü manzara karşısında bir yönde insanın nutku tutuluyor.
Bunun örneklerini sokağa çıktığımız zaman her an görebiliriz.
Örneğin, ademoğlunun biri motosiklete binerek ön tarafına bir çocuğu orta boşluğa öbür çocuğu, çocuğun arkasına hanımı, hanımın arkasına diğer çocuğu olmak üzere toplam 5 kişiyi motosikletine alarak bir yerden bir yere gittiği zaman insan hayretler içinde kalıyor.
Bu durum memleketimden insan manzaralarından bir kesit olarak karşımıza çıkıyor.
Ama bazen herhangi bir ademoğlu bilmediği konularda da bilgiçlik taslıyor ve anlamadığı konularda da ben anlarım pozlarına girerek fikir yürütmesi bir yönde motosiklete binen Ademoğlu’nun durumuna benziyor.
Soruyorsunuz, “Hukukla ilgili olarak herhangi bir eğitim gördünüz mü?” ya da “Toplumun anlayabileceği bir şekilde çeşitli örnekler verilerek hazırlanan herhangi bir hukuk kitabını okudunuz mu?” şeklinde sorulan herhangi bir soruya belki hayır diyecek ama konuştuğu zaman “mangalda kül bırakmayacak”
Daha doğrusu “Ağzı laf kalabalığı yapmaktan” başka hiçbir hüneri olmayan bu kişilere bir şeyler açıklamaya kalksanız anlamazlar, bir şeyler öğretmeye kalksanız öğrenmezler ama kulaktan dola bir iki bilgi kırıntısına güvenip ahkam kesilirler.
Bunun örneklerini apartmanlarda ya da sitelerde kat malikleri kurulunca her yıl yapılan toplantılarda görebiliriz.
Esasında apartmanlarda sosyal yaşam kurallarına uyularak yaşamak bir kültür birikimidir.
Bu kültür birikiminin oluşumu da öyle yarım yüzyıllık bir zaman dilimi içinde oluşamaz.
İşte kültür birikimi oluşmadığı için de yapılan apartman toplantılarında yarım yamalak bilgi sahibi olan kişiler de bilmediği konularda bilgiçlik yaparak konuşurlar.
Örneğin;
Kat maliklerinden biri;
–         Tüm kat maliklerinin beşte dördünün yazılı imzası olmadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat, onarım ve tesisler ile değişik renkte dış badana ya da boya yaptıramaz.
–         Ortak yer alan sahanlığı kapatıp oralara dolap, eşya, v.b gibi eşyalar koyamaz.
–         Binanın ön ya da yan cephesindeki çıkma balkonunu panjurla ya da camla kapatamaz.
–         Tapuda mesken olarak tescil edilmiş bir dairesini tüm kat maliklerinin yazılı rızası olmadan ticaret hane haline çeviremez.
–         Kendi bağımsız bölümünü belediyece onanmış imar planına aykırı bir şekilde tadilat yaptıramaz.
Şeklinde bazı sorunlar insanın aklına geliyor. Bunun yanında;
–         Her ne sebeple olursa olsun evvelce “Ön bahçeleri yaya kaldırımı seviyesinden yarım metreden daha aşağıda” teşekkür etmiş bulunan binalarla bu gibi arsaların sahipleri yoldan gelip geçenlerin emniyetini sağlamak için yol kenarına bahçe duvarı ya da parmaklık yapmaya mecburdurlar.
–         Zemin katlarda dükkan yapılmasına izin verilen yapılarda “Yaya kaldırımı ile aynı seviyedeki ön bahçeleri” yayaya açık bulunduracak bir şekilde düzenlenerek yayaların da can emniyetini tehlikeye düşürecek şekilde duvar ve manialar yapılamaz.
Bunun gibi çeşitli örnekler verilebilir.
Şimdi diyebilirsiniz ki hangi apartmanda bu gibi kurallara uyuluyor?
Bu durum aynen motosikletle kuralları hiç sayarak 4-5 kişiyi taşıyan motosiklet sürücüsü âdemoğlunun durumuna benzemiyor mu?
Esasında bizler ne okuyoruz, ne yazıyoruz ne de araştırma yapıyoruz.
Öncelikle bizlerin apartmanlarda yaşam kurallarıyla birlikte hukuki durumları öğrenmemiz gerekir.
Öğrenmediğimiz takdirde ünlü ozan Nazım Hikmet tarafından;
“Kabahat senin,
Demeye dilim varmıyor ama,
Kabahatin çoğu senin canım kardeşim” şeklinde yazılan bir şiirindeki ünlü tümceler aklımıza geliyor.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

2 Yorum

  1. 15 Temmuz 2011, 13:31

    en önde gelen hukuki kural kat maliklerinin aidatlarını zamanında ve ödenmesi kanunen belirtilen şekillere uygun olarak yapmalarıdır.
    Apartmanlardaki yaşam kural ve sistemleri Belediyelerce yazılı şekilde müeyyideleri
    tebliğ edilmeli ve bunlara uymayan kat maliklerine gerekli cezai uygulamalar yapılmalıdır.
    Toplumumuzun sosyal ve kültürel kuralları ve topluca yaşam şekillerini benimsemesi için
    maalesef yetkili mercilerin yazılı uyarılarına zaman zaman ihtiyaç duyulmaktadır.
    Hukuken belirtilmiş kuralların uygulamadaki şekillenmeleri gerek yerli ve gerekse yabancı
    yerleşimciler tarafından bilinmemekte ve dolayısiyle dikkate alınmamaktadır.

    Cevapla
  2. 4 Ağustos 2011, 09:37

    SORUMLU KİM ACABA !!!
    en kolay olanı senin yörene yerleşen ve yabancı olarak tanımlanan insanları aldatabilmektir Bilmeyeni kandırmak dinimizce kul hakkı sayılır..Yaklaşık 6 yıl önce Mahmutlara yerleştik ogünden buyana apartmanımızın ŞANTİYE ELEKTRİĞİ BORCUNU ÖDEMEK, İSKAN ALMAK, BAHÇE ORTAK SUY BORCUNU ÖDEMEK,KANALİZASYON YAPTIRMAK İÇİN SEPTİK KUYUYU KAPATMAK VE BELEDİYECE ARSAMIZDAN DOP kesilmesi sebebiyle BELEDİYE HİSSESİ ÇIKMASI ve dolayısiyle BELEDİYEYE BORÇLANMAK ve en son olarak\’da ARSAMIZDAN BİR KISMINI YAN TARAFTA YENİ yapılacak olan inşaata vermeye mecbur tutulmamız gibi talepler ile karşılaştık.
    Şayet bizlere bu sorunların var olduğu önceden birileri tarafından (yani bizi yanıltanlar) bizlere bildirmiş olsalar idi bizlerde bu yerleri kesinlikle almaz idik ve onlarda Kul hakkı yemezlerdi.
    Evet bizler yanıltıldık ve önemli miktarlarda bedeller ödedik ve halen de ödemeye devam etmekteyiz, umarım bu mesajımı okuyanlar Vicdan muhasebesini yaparlar ve bundan böyle
    doğruları söylerler.

    Cevapla
Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!