KANUN HÜKMÜNDEKİ KARARNAMELER

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Özellikle 12 Haziran ‘da yapılan genel secimden önce 3 Mayıs 2011 tarihin de yayınlanan 6223 sayılı yasaya istinaden TBMM’ce Bakanlar Kuruluna Kanun hükmünde kararnameler çıkarılması konusunda altı aylık yetki verilmişti.
Verilen bu yetkiye istinaden gerek seçim den önce gerek seçimden sonra oluşan Bakanlar Kurulu özellikle devlet örgütünün yeniden düzenlenmesi konusunda yaklaşık otuz beş dolayların da kanun hükmünde kararnameler çıkarmıştır.
Örneğin, bazı bakanlıkların birleştirilmesi, bazı bakanlıklardaki örgüt yapılarının değiştirilmesi, özerk olan bazı bilimsel araştırma kurumlarının ilgili bakanlığa bağlanarak özerk yapılarının ortadan kaldırılmasını bunlara örnek olarak gösteririz.
Bu konulara ait çeşitli yorumlar bulunarak yaklaşık üç aydır ulusal yazılı ve görsel medya da yer almış ve almaktadır.
Öncelikli olarak bu kanun hükmündeki kararnamelerin ne ifade ettiğini açıklarsak;
1961 Ana yasasında 1971 yılında yapılan bir değişiklikle Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararnameler çıkarma yetkisi verilerek hukuk sistemimize girmiştir.
1982 Anayasasıyla da kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi daha ayrıntılı bir şekilde düzenlenerek hem koşulları hafifletilmiş hem de uygulama alanı genişletilmiştir.
Esasında TBMM’den alınan yetkiye istinaden Bakanlar Kuruluna kanun hükmünde kararnameler çıkarma yetkisinin verilmesinin amacı, örneğin herhangi bir yasanın zaman kaybına neden olmayacak bir şekilde çıkmasını sağlamaktır.
Daha doğrusu bu kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi bürokraside acil ve önemli işlerde kullanılır.
Bu konu 1982 Anayasasının 91 maddesin de ayrıntılı bir şekilde yer almıştır.
Gelelim kanun hükmünde ki kararnamelerin uygulanmasına.
ANAP, döneminde başlanan ve özellikle son dönemlerde AKP iktidarınca uygulanmakta olan kamu yönetimi için önemli olan yasaların TBMM ‘de daha ayrıntılı bir şekilde görüşülmesi yerine bu konunun kanun hükmündeki kararnamelerle düzenlenmesi bir yönde TBMM’nin devre dışı bırakılması anlamına gelmektedir.
Bu durum devlet yönetimin de ilerde telafisi mümkün olmayan olumsuz sonuçlar doğurabilir.
Esasında kamu yönetiminin yeniden düzenlenmesi çok ciddi bir konudur.
Öyle kanun hükmünde ki kararnamelerle yapılan devlet örgütünün yeniden düzenlenmesi demek, Max Weber’in önerdiği yönetim tipi olan karizmatik egemenlik tipine göre yönetim modelinin oluşturulması demektir.
Bu yönetim tipin de yapılmak istenen her türlü etkinlikler karizmatik liderin kişisel ve keyfi isteklerine bağlı olacaktır.
Hal böyle iken AKP iktidarının son zamanlarda çıkardığı kanun hükmünde kararnameler bir yönde TBMM’yi devre dışı bırakarak ‘’biz yaptık bu iş oldu ‘’ görüşü doğrultusun da hareket ettiklerini söyleyebiliriz.
Esasında bu kanun hükmündeki kararnameler TBMM’ de görüşülüp tartışılarak kanun şeklinde çıksaydı bu gibi olumsuz durumlar ortaya çıkmazdı.
Unutmadan ifade etmek gerekirse AKP iktidara geldiği 2002’ den 2011 yılına kadar kanun hükmünde kararname çıkarmamıştır.
Çünkü, daha önce çıkarılan yetki kanunlarının çoğu Anayasa Mahkemesince iptal edilmişti.
Hal böyle olunca tek başına iktidara gelen AKP’nin bu konu üzerinde görüş bildiren gerek muhalefetteki partilerin gerekse sivil toplum örgütlerinin görüşlerinin dikkate alınması yerinde olur görüşündeyiz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!