GIDA İSRAFINI ÖNLEMEK BİZİM ELİMİZDE
Gıda israfı düşündüğümüzden daha büyük bir sorun. Dünyada üretilen gıdanın neredeyse üçte biri çeşitli nedenlerle çöpe atılıyor veya israf ediliyor. Bu da her yıl yaklaşık 1,3 milyar tona denk geliyor, oldukça üzücü bir durum.
Peki gıda israfı bizi nasıl etkiliyor? Yenilebilir yiyecekleri atmak sadece para israfı değildir. Atılan yiyecekler çöplüklere gönderiliyor, orada çürüyor ve ikinci en yaygın sera gazı olan metan gazı üretiyor. Başka bir deyişle, yemeğinizi çöpe atmak iklim değişikliğine katkıda bulunuyor.
Aynı zamanda büyük miktarda su israfına neden olur. Dünya Kaynakları Enstitüsü’ne göre her yıl tarımda kullanılan suyun %24’ü gıda atıklarından kayboluyor. Bu yaklaşık 170 trilyon litre demek.
Bu rakamlar çok fazla bu yüzden herkes üstüne düşen görevleri yerine getirirse bunu oldukça azaltmak mümkün. Bu yüzden gıda israfını önlemenin yollarına değinmek istedim.
Akıllıca alışveriş yapmak.
Çoğu insan ihtiyaç duyduğundan daha fazla yiyecek satın alma eğiliminde.
Bazen toplu olarak satın almak uygun olsa da, araştırmalar bu alışveriş yönteminin daha fazla gıda israfına yol açtığını göstermiştir. İhtiyacınızdan fazla yiyecek satın almaktan kaçınmak için haftada bir toplu alışveriş gezisi yapmak yerine birkaç günde bir markete gitmeyi deneyin.
Yeşillik ve sebzeler gibi kolay bozulabilen gıdaları, tazeliği gitmeden değerlendirebileceğiniz menüler oluşturun. Böylece alışveriş listenizi de ona göre düzenleyebilirsiniz. Alışveriş listesi yapmakta gereksiz satın almayı azaltmanıza ve aynı zamanda gıda israfını da azaltmanıza yardımcı olacaktır.
Yiyecekleri doğru şekilde saklayın.
Yanlış depolama, büyük miktarda gıda israfına yol açar.
Birçok kişi meyve ve sebzeleri nasıl saklayacağından emin değildir, bu da erken olgunlaşmaya ve sonuçta ürünlerin çürümesine neden olabilir. Örneğin patates, domates, sarımsak ve soğan buzdolabında saklanmamalıdır yani oda sıcaklığında saklanmalıdır.
Daha fazla etilen gazı üreten gıdaları üretmeyen gıdalardan ayırmak, gıda bozulmasını azaltmanın bir başka yoludur. Etilen gazı, gıdalarda olgunlaşmayı teşvik eder ve bozulmaya neden olabilir.
Olgunlaşırken etilen gazı üreten gıdalar şunları içerir: Muz, avokado, domates, kavun, şeftali, armut, yeşil soğan. Erken bozulmayı önlemek için bu yiyecekleri patates, elma, yeşil yapraklı sebzeler, meyveler ve biber gibi etilene duyarlı ürünlerden uzak tutun.
Koruma yollarını uygulayın.
Salamura veya sirke kullanılarak yapılan bir tür muhafaza yöntemi olan turşunun M.Ö. 2400’lü yıllara kadar kullanılmış olabileceği düşünülmektedir. Yani atalarımızın bile kullandığı bir yöntem. Turşulama, kurutma, konserveleme, fermente etme, dondurma ve kürleme, gıdanın daha uzun süre dayanmasını sağlamak ve böylece israfı azaltmak için kullanabileceğiniz yöntemlerdir.
Bu yöntemler yalnızca karbon ayak izinizi küçültmekle kalmayacak, aynı zamanda paradan da tasarruf etmenizi sağlayacaktır. Dahası, çoğu koruma tekniği pratik hem de sağlıklıdır.
Öğle yemeğinizi yanınızda taşıyın.
İş aralarında yemeği restoranlarda yemek her ne kadar kolay olsa da aynı zamanda maliyetli, sağlıksız olabilir ve gıda israfına katkıda bulunabilir. Karbon ayak izinizi azaltırken paradan tasarruf etmenin bir yolu da işe giderken öğle yemeğinizi yanınızda taşımanız. İş ortamında da tüketebileceğiniz bir çok öğün oluşturmak sizin elinizde.