UĞUR MUMCU’YU ANARKEN
Bundan tam 19 yıl önce 24 Ocak 1993 tarihinde araştırmacı-gazeteci yazar Uğur Mumcu evinin önündeki otomobiline bindiği sırada otomobiline konan bir bombanın patlaması sonucu hayatını kaybetmişti.
Tarih sayfalarını gözden geçirdiğimiz zaman, toplumu aydınlatmaya çalışan, vatanını ve ulusunu yürekten seven kişilerin karşısına mutlaka karşı devrimci olan art niyetli kişilerin çıktığı görülecektir.
Toplumu aydınlatmayı kendisine görev bilen Atatürk ilke ve Devrimlerini yürekten benimseyen araştırmacı-gazeteci yazar Uğur Mumcu’yu buna örnek olarak gösterebiliriz.
Önümde “ Kağıt Sektöründe Katma Değer“ adlı makalemin de yayınladığı 23 Temmuz 1992 tarihli Cumhuriyet gazetesi var.
Bu gazetenin köşe yazarı Uğur Mumcu’nun yine aynı tarihte (23 Temmuz 1992) “İki Devrimci Akım“ adı altında yayınlanan ve bazı paragraflarını aşağıda aynen aldığımız makalesi ile toplumu aydınlatmaya çalışıyordu.
“Din duygularını ve dinsel kavramları siyasal sömürü aracı olarak kullanan dinsel gericisinden, tarikat-ticaret-siyaset üçgeninden vurgunlar vuran kapkaççısına, Kürt milliyetçisinden, sözde Marksist sivil toplumcusuna kadar geniş bir yelpazede Atatürk düşmanlığı havası estiriliyor.“
“Atatürk devrimi, kendi içinde geçirdiği yeni bir oluşum ile 40’lı yıllarda çok partili yaşama ulaştı; 60’lı yıllarda sosyal demokrasiye açıldı; 80’li yılların resmi devlet tuzaklarından kurtulduktan sonra 90’lı yıllarda batılı anlamda temel hak ve özgürlükleri ile bütünleşti.“
“Atatürkçülük, 80’li yıllarda devlet eliyle kundaklandı, bugün de dinsel gericisinden, Kürtçüsüne, Kürtçüsünden sivil toplumcusuna kadar genişleyen bir kesim tarafından yaylım ateşine tutuluyor.
Atatürkçülüğün bir hedef tahtası haline getirilmesi ve karalanması, yurt içinde ve yurt dışında tepkilere yol açıyor. Ama ne var ki Atatürk devrimcileri dağınık, küskün ve örgütsüzler.“
Uğur Mumcu’nun 20 yıl önce dile getirdiği sorunlar, aradan geçen 20 yılda daha da artarak devam etmektedir.
Önemli olan bu sorunların toplum tarafından bilinmesiyle birlikte bu sorunlara çözüm aranmasıdır.
İşte her zaman saygıyla andığımız Uğur Mumcu o zamanki koşullarda bile toplumu aydınlatmaya çalışıyor ve bunda da başarılı oluyordu.
Dileğimiz Uğur Mumcu gibi kişilerin parlamentoda, sivil toplum örgütlerinde ve medyada ortaya çıkarak toplumu aydınlatmalarıdır.
Uğur Mumcu gibi kişilere bu toplumun büyük ihtiyacı var.
Unutmayalım; Uğur Mumcu’nun 20 sene önce açıkladığı gibi bugün de, Atatürkçü düşünce yenilmedi; yenilmeyecek; Kurtuluş Savaşına, Kuvayi Milliye ruhuna, ulusal onura, Anadolu devrimine, aydınlama çağına ve çağdaş özgürlüklere bu toplum sahip çıkarak daha da güçlenecektir.
Ölümünün 19. yılında Uğur Mumcu’yu saygıyla anıyoruz.
Atatürk ilke ve devrimlerini yürekten benimseyen idealist arastirmaci-gazeteci yazarlara günümüz Türkiye’sinde büyük ihtiyac duyulmaktadir. Ugur Mumcu’yu andiginiz bu makalenizi diger makaleleriniz gibi büyük bir begeni ile okudum. Toplumu aydinlatici bu gibi makalelerinizin devamini dilerim.