KAFANIZ ANCAK BUNA BASAR

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Maalesef beklenen oldu. Mahmutlar’ın sesi, gözü, kulağı değişik girişimlerle susturulamayınca, ofisime üç sabıkalı maşa gönderilerek susturulmaya çalışıldı.
Korkmadığımı, çekinmediğimi bir yıl önce yine bu köşede açıklamıştım. “Dövmekle, hallederiz gardaşla” bu iş maalesef halledilmiyor.
Bana saldıran üç şahsı hayatımda ilk defa o gün gördüm. Ofisimin yan tarafında otururken, elleri jiletlenmiş, dövmeleri olan 23 ile 30 yaşları arasında üç kişi bana gelerek, kolumdan tuttular, “Gazeteci arkadaş, sen bir gel hele seninle bir işimiz var” dediler. Bende “hayırdır ne işi” dedim “Mehmet Çakır Caddesi’nde uyuşturucu satan birileri var, onların fotoğraflarını çekelim” dediler. Bende “Siz yanlış yere gelmişsiniz, karakola gideceksiniz” dedim. “Karakolu karıştırmayalım önce biz fotoğraflayalım daha sonra karakola haber verirsiniz” dedikten sonra beni ofisimin yan tarafındaki boşluğa götürmek için ısrar etmeye başladılar, bende gitmedim.
Ofisimin yan tarafında oturdum. “O zaman biz bir düşünelim” diyerek giden üç zanlı, tekrar ofisime gelerek “Bin lira verir misin bize” dediler. Bende “param yok” dedim. “O zaman şu uyuşturucu işini bir daha konuşalım” diyerek ofisimin önündeki kaldırıma çıktık, yine bin TL istediler, bende “yok” dedim.
O arada ikisinin gözlerinde çevremdeki kameraları izler bir hava yakaladım ve niyetlerini anladım. Yanından ayrılmaya çalıştığım anda arkamdan yediğim tekme ile yüzünkoyun yere düştüm, hemen yüzümü döndüğümde üçü beraber bana saldırmaya başladı. Bende karşı koydum, bu arada yan komşum olaya müdahale etti. Ona da saldırma-ya başlayınca, bize yardım amaçlı bir dostum daha geliyordu ki bunlar terliklerini de bırakıp kaçtılar. Esnaf arkadaşlarla kovalamaya başladık, ikisi kaçmaya başladı, birisi karakola sığındı.
Tabi gazete ile uğraşıyorsun “gara cahil” insanların bu gibi eylemlerine maruz kalacaksın, maalesef böyle olaylar basındaki arkadaşların başına sık sık gelir.
“Hangi basının başına gelmez” derseniz, yağcı basının başına böyle şeyler gelmez. Mahmutlar Post Gazetesi olarak, doğru bildiğimiz yoldan geri adım atmayacağımızı, Mahmutlar halkının desteği ile “Sadece gerçekleri” gündeme getireceğimizi, bu gibi olaylar karşısında dik duruşumuzu sergileyeceğimizi söylememe gerek yok. Siz bunu zaten biliyorsunuz.
Olaydaki tanımadığım daha önceden hırsızlık, gasp ve uyuşturucu gibi suçlardan sabıkalı olan şahıslarla benim işim olmaz. Bu iş, “tepedeki çıngıraklı yılanların” işi. İş yerime defalarca çeşitli  sindirme eylemi, şahsıma gizli telefonlarla tehdit, küfür ve rüşvet teklifleri, bazılarının kendilerinin iyi bildikleri yolla “hallederiz” diyorlar. Ama bir gün gelir, yüce adalet onları öyle bir halleder ki yaptıklarına bin pişman olurlar. Mahmutlar’da tatlıya, tuzluya hiç dokunmayacaksınız, çalanı, çırpanı görmeyeceksiniz. Ruhsatsız iskansız yerlerin nasıl çalıştığını bilmeyeceksiniz. Çöplerin, dolu dolu olduğunu, sineklerin kan emmesini, bozuk düzeni gündeme getirmeyeceksiniz. Balı, yağdan yaşar gidersiniz, ama o zamanda ilkeli bir gazeteci olmayacaksınız.
 Neden bana saldırdılar, kim bunlar, azmettirenler kim? bunları ben söylemeden siz öğrenmişsinizdir zaten. Size göre onlar olabilirler, bana göre zavallılar. Mahmutlar’da çeşitli siyasiler Mahmutlar’da büyük olaylara gebe kalmışlardır. Bunu yabana atmayın.
Yönetim şekli “Halk Hareketi” aslında bu yönetim şekline iyi bir isim bulurum ama neyse…
Gazeteci gözüyle bu işin asıl bağlantısını anlatayım; Geçtiğimiz hafta Sanat Sokağı’na gittim. Belediye tarafından verilen stantlara bazı çifte standart getirilmeye çalışıldığı ihbarını aldım, bunu da oradaki esnaflara teyit ettirdim. Burasıyla ilgili belediye’de halkla ilişkilerden sorumlu bir bayan ilgileniyordu. Ona, “Nasıl işliyor burası” deyince ağzını eliyle, fermuar şeklince kapadı. “Size cevap vermiyorum” diyerek sırtını döndü. Daha sonra telefonu ile mesaj çeker gibi yaptı, ben anladım birilerini çağırdığını daha sonra başkanın koruması Suat geldi, bayanı dinledi ve telefonla birini aradı, bende oradan ayrıldım.
 Bu önemli bayan, ayağına beş dakikada başkanın korumasını getiriyorsa, bayağı önemli birisi olmalı. Neyse dip not olarak düşeyim dedim, beni aptal sanmayın diye. Bu arada olayı öğrenir, öğrenmez jandarmaya kadar gelen Alanya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Mehmet Ali Dim’e, Eski Belediye Başkanı Alaattin Çakır’a, Alanya Jandarma Komutanı binbaşı Mustafa Şahin’e Kargıcak Belediye Başkanı Zihni Asiltürk’e Kestel Belediye Başkanı Adem Murat Yücel’e AK Parti İl Genel Meclis Üyesi Necati Yıldırım’a, ALTSO Başkanı Kerim Aydoğan’a siyasi partilerin Belde Başkanlarına, eski ve yeni Alanya İlçe siyasi parti başkanlarına, meclis üyelerine, muhtarlara ve Mahmutlar ve Alanya halkına çok teşekkür ederim.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

1 Yorum

  1. 6 Temmuz 2010, 11:42

    Mesut Bey öncelikle çok geçmiş olsun. Mahmutlar’ımızdan bu tür üzücü haberler duymak gerçekten çok kötü.Mahmutlar başarılarıyla ön plana çıkması gerekirken, sürekli olumsuz haberlerle ön plana çıkmaya devam ediyor.Sorumluluk sahibi bireyler olarak, herkesin daha duyarlı olması gerektiğini düşünüyorum. Demokrasi hertürlü fikirlere saygı duymaktır.Fikirlere ve eleştiriye saygısı olmayanın silahı kavga etmektir.Bu asla bir çözüm değil aksine çözümsüzlük getirir.Kavga kültürünün temelinde ise maalesef eğitimsizlik ve kültürsüzlük yatar.

    Cevapla
Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!