BİR BAŞKADIR ‘YURDUM’ İNSANI
Bizler, Cine5’in şifresini dekoder almadan aynaya sprey sıkarak çözen bir nesiliz.
Bizler, çatı antenlerine eski alüminyum tencerelerimizin kapaklarını takarak televizyonlarımızdaki karlanmayı halletmiş bir ahaliyiz.
Askerde alay komutanını, okulda müdürü, karakolda komiseri dövüp, tüm bunları dost toplantılarımızda anlatıp takdir toplayan delikanlılarız.
Bizler kullandığımız bir tek oy’la seçimlerin kaderini değiştirecek kadar yetenekliyiz.
Bir oltayla on balığı, tek atışla yirmi tavşanı avlayabilen, KM kadranı 160 olan araçla 200 basma becerisini gösteren bir ahaliyiz.
Bizler, hiç okumadan âlim, yazmadan kâtip,( delikanlılığın kitabını yazanlar hariç) olanlardanız.
Bir kamera gördüğünde kaçmayıp, cesurca memleketteki yakınlarına selam gönderip el sallayacak kadar artistiz.
Bizler, grip olan doktora nane limon, tavsiye edip,”Bak nasılda iyileşiverdin” diyerek lokman hekimliğimizle övünenlerdeniz.
Bizler, sahnedeki sanatçıya önümüzdeki masaya vurarak ritim tutacak kadar musikişinasız.
Hangi ülkenin vatandaşları, filan restoran 3 KM geridedir yazan bir levha koyar yol kenarına.
Şu Avrupa’dan emniyet kemeri bağlamamak için butona aparat takıp uyarı sesini kesen kaç dahi çıkmıştır?
Kar’da, buz’da kaymamak için çorabı ayakkabının üzerine giymeyi akıl edebilen bir Eskimo duydunuz mu?
Elektrik sayacının üzerine mıknatıs koyup, gelen faturadan tasarruf etmeyi Edison bile düşünmemiştir.
Yine hiçbir Avrupalının cep telefonu, kilisedeyken oyun havası çalmadığı halde. Tam secdede de iken,”Safiye’ye karyola dar geliyor çalıyorsa” bu bizlerin becerisidir.
1974 Kıbrıs barış harekâtında henüz 10 yaşında olmasına rağmen, “beş parmak dağlarına o tankı ben çıkardım” diyen kahraman da bizdendir!
Eşeğe ters binerek kuyruğunu yukarı kaldırıp fotoğraf çekmek, William Talbot’un bile aklına gelmediği içindir ki yıllarca boş yere emek sarf etmiştir.
James Russell CD’yi bulmuş ama onu dikiz aynasına takarak Radar’dan kurtulmayı bizim şoförlerimiz keşfetmiştir.
“Benzinli araç için LPG varda, dizel araç için niye yok kardeşim?” diyerek, pompacıya fırça atacak kadar akıllıyız.
İnsan vücudunda bulunan organlardan yemek ismi uydurup sonrada onları afiyetle yiyecek kadar olağanüstüyüz.
“Oradan bir buçuk dilberdudağı çek”.
“Usta, iki porsiyon vezirparmağı”
Hadi dilberdudağı tamam da, vezirparmağı da ne oluyor?
Tövbe tövbe.
Beş yaşındaki çocuğuna,”hadi oğlum amcana pipini göster” diyerek teşhircilik aşılayan babalara ne demeli?
Dünyanın hiçbir ülkesinde, hayvan haklarını koruma derneği ‘kurban kesilerek’ açılmamıştır.
Beceriksizliğinden dolayı elindeki bardağı düşürüp kıran sonrada ,”kırılan iyidir” diye kendini aklayanda bizdendir.
Film gereği cartayı çeken artiste cenaze namazı kılıp, hayali mezara defnederek, mezar tahtasına ‘sen ölmedin’ yazarak kendi kendini yalanlayan başka bir millet daha var mıdır acaba?
Ampulün içine su doldurup büyüteç yapmayı akıl edende, içi su dolu Ampulle aydınlanacağını düşünen her iki kişiden biride bizim insanımız.
Çok becerikliyiz çooolkkk!!!!
İlginden dolayı çok teşekkür ediyorum. Sayın Bahçeci.
orasi harikalar diyari , cunku her insan mucuze gibi yasiyor
yarini belirsiz yalan dolan hoyakarlikla giden bir ulke . hizimiz yuksek yavas
TOSLASAK yada yumusak olsa . benimkisi bir hayel .
saygilar
Sudi bey yukarıda bizleri o kadar güzel anlatmışsın ki bayıldım yazına. Teşekkür ederim.