DEMİR EKSİKLİĞİ ANEMESİ
Demir kanımızdaki hemoglobinin temel elementi olmasından kaynaklı vücut için oldukça önemli bir mineraldir. Ne yazık ki demir eksikliği anemisi yaygın bir anemi türüdür. Kanda yeterli derecede sağlıklı kırmızı kan hücreleri, vücut dokularına kan taşıyan hücreler, bulunmadığı durumlarda oluşur. Hamilelik döneminde, menstrual döngüsünü ağır geçiren kadınlar ve genç kızlarda, gastrointestinal veya kalp hastalarında demir ihtiyacı artabilmektedir. Demir eksikliği kendi kendine tanı konulamaz ve tedavi edilemez mutlaka doktor kontrolünde tedaviye başlanmalıdır çünkü kontrolsüz takviye kullanımı karaciğere zarar verebilir veya vücutta başka sorunlara yol açabilir.
Demir Eksikliğinin Vücuttaki Belirtileri
Başlangıçta demir eksikliği anemisi o kadar hafif olabilir ki fark edilmeyebilir. Ancak vücutta demir eksikliği arttıkça, belirti ve semptomlar yoğunlaşır.
Demir eksikliği anemisi belirti ve semptomları şunları içerebilir:
Aşırı yorgunluk
Zayıflık
Soluk ten
Göğüs ağrısı, hızlı kalp atışı veya nefes darlığı
Baş ağrısı, baş dönmesi veya sersemlik
Soğuk eller ve ayaklar
Dilin iltihaplanması veya acıması
Kırılgan tırnaklar.
Buz, toprak veya nişasta gibi besleyici olmayan maddeler için olağan dışı istek.
Özellikle demir eksikliği anemisi olan bebeklerde ve çocuklarda iştahsızlık.
Demir Eksikliği Sebepleri
Genellikle demir eksikliği oluşmasının başlıca üç ayrı nedeni vardır. Bunlardan birincisi kan kaybıdır. O nedenle demir eksikliği olan bir hasta sindirim sistemindeki bir kanamayı ekarte etmek için gastroenteroloji uzmanına yönlendirilmelidir.
İkinci sebebi ise demir emilimindeki yetersizliktir. Pek çok faktör buna neden olabilir.
Demir eksikliği anemisinin üçüncü nedeni beslenmeyle demir alımının yetersiz olmasıdır. Eğer günlük beslenmenizde demir oranı düşük besinlere yer veriyorsanız, besinlerden yeterli derecede demir alamazsınız.
Beslenmeden Kaynaklı Demir Eksikliği
Besinlerde iki farklı formda bulunan demir, hayvansal kaynaklı besinlerde hem formunda, bitkisel kaynaklarda ise non-hem formunda bulunur. Vücutta hem formun emilimi çok daha yüksektir. Bu nedenle vejetaryen ve vegan beslenenler yani et tüketmeyen bireylerde, demir eksikliği gelişme olasılığı daha yüksektir.
Beslenmeden kaynaklı demir eksikliğini önlemek için aşağıda belirttiğim demir kaynağı besinlere diyetinizde porsiyon kontrolü dahilinde daha çok yer vermeniz iyi olacaktır. Ayrıca C vitamini demir emilimini arttırdığı için etinizin yanında bol limonlu ve yeşillikli bir salata tüketmek faydalı olacaktır. Kafein ise demir emilimini olumsuz etkilediği için yemekten en az 1 saat sonra çay veya kahve tüketmeye dikkat edin.
Demirden Zengin Olan Besinler
Karaciğer (ancak hamilelik sırasında tüketilmemeli)
Kırmızı et
Beyaz et
Yumurta
Kurubaklagiller
Kuru Meyveler
OYUN İLE İYİLEŞMEK
“Oyun çocukların dilidir, oyuncaklar ise kelimeleridir” der Garry Landreth. Oyun çocukların kendini ifade ediş şeklidir. Oyuncakların her birini kullanarak oynadıkları oyun yaşantılarını sembolize etmektedir. Sizler de geçmişte çamurdan tabak-çanak yaptınız mı? Evcilik oynadınız mı? Bu oyunlar gerçek yaşantınızın yansımaları değil miydi?
Oynadığınız evcilikleri düşünün… Nasıl bir anne, nasıl bir babaydınız odaklanın. Kendi anne ve babanızın davranışlarından izler taşıyor muydu oyunlardaki rolleriniz? Veya başka yaşantılarınızdan? Çocuklar gerçek yaşamını oyuna taşır. Fakat oyun terapisi günlük oyunlardan farklıdır çünkü oyunun işlevi zorlukları aşmak için bir araçtır. Oyun terapisti, oyun odası, oyuncaklar ve hizmet ettiği amaçla günlük oyundan farklı olarak, oyunların dili, çocuğun iç dünyası anlamlandırılır.
OYUN TERAPİSİ
Oyun ile çocukların dili anlaşılır, analiz edilir ve buradaki düğümler çözülür. Oyun terapisinde güç çocuktadır. O nasıl isterse öyle kullanır kelimelerini (oyuncaklarını). Oyun terapisti ise onu koşulsuz kabul eden bir eşlikçidir. Oyun terapisi odası çocuğun yaşadığı durum ve duyguları sembolize eden oyuncaklarla doludur. 2 yaştan 12 yaşa kadar tüm çocuklar oyun terapisinden fayda sağlayabilir. Yetişkinler için konuşup anlatmak ne ise çocuklar için de ‘’oyun’’ aynı şeydir. Bu yüzden, kendini anlatmak için, çocuklar belki de hiç olmadığı kadar fazla fırsat bulur bu özel oyun odasında. Örneğin; öfkeli bir çocuk oyuncakları dağıtabilir, saldırgan oyunlar oynayabilir; duygularını olduğu gibi gösterip, duygusal bir boşaltım şansı bulur.
Oyun Terapisinde çalışılan bazı alanlar: Çocuklarda depresyon, kaygılar, korkular, takıntılar, boşanma, öfke, saldırganlık, düşük özgüven, çekingenlik, sosyalleşmekte zorluk, alt ıslatma, kaka kaçırma, kaka tutma veya idrar tutma davranışı, duygusal-uyumsal problemler, sınırlara/kurallara uyumsuzluk, tırnak yeme, travmatik deneyimler, okulda zorbalık yapan veya zorbalık gören çocuklar, dürtüsel çocuklar, kardeş kıskançlığı, kayıplar, yas tutan çocuklar, uyku ve yeme bozuklukları…
Oyunun gücü ile çocuklar kendini daha iyi tanır; duygularını keşfeder ve ifade eder; zorlandıkları durumları azaltır veya tamamen ortadan kaldırır; özgüveni destekler; sorumluluk bilinci sağlar; öz kontrol kazandırır; içsel çatışmaları çözer; sınırları öğrenir; davranış-
düşünce-duyguları arasında neden sonuç ilişkisi kurar; sosyal ilişkileri gelişir ve uyumu artar. Oyun terapisi ile çocuklar birçok zorluğu aşıp farklı alanlarda da ilerleme kaydedebilir.