Başörtüsü sorunu, 2002 yılına kadar sürdü ve sonrasında mevcut iktidar tarafından çözüldü.
Dönem itibariyle muhalefet dahil hiç kimsenin garipsemediği ve saygıyla karşıladığı bir özgürlük olarak demokrasimizde yerini aldı.
Ve böylece bir dönemin aydın despotizmi bitmiş oldu.
Aradan 21 yıl geçti.
Daha önceki (bazıları) aydın despotizminin yerini cahil despotizmi aldı.
2002 yılında ki seçimlerde havada uçuşan özgürlük, modernlik söylemlerinin, AB’ye girmek için gösterilen çabaların, gündüz vakti Ankara’nın göbeğinde havai fişekler atanların yerine bambaşka bir anlayış geldi.
Milleti Paris’e götürmeyi vaat edenler, aradan geçen zamanı, zamanda yolculuk yaparak Kabil’in kapısına kadar getirdiler.
Kadınlarımızın o kapıyı Mayıs ayında kendi elleri ile açmalarını istiyorlar.
İstanbul sözleşmesini törenlerle imzalayıp, törenlerle ve aynı ellere alkışlatarak iptal ettiler.
Demokrasiden uzaklaştıkça, liyakattan kaçtıkça ekonomi bozuldu, insanlara cehaletin ne kadar ulvi bir değer olduğu aşılandı.
Aydın despotizminin karşı devrimi bitti ama cahil despotizminin son rötuşları yapılıyor.
Vaatler ise korkutucu, ürkütücü ve nüfusun yarısına esaret getirecek cinsten.
Kadınların iş hayatından soyutlanması, kız çocuklarının okutulmaması gibi kadın özgürlüğü üzerinden yürütülen bir siyasi fikir birliği.
Türkiye kurtuluş savaşı verdi ama Fransa gibi, İtalya gibi özgürlük ve demokrasi savaşı vermedi.
Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk bu ödülü; evlatlarını, kocalarını, kardeşlerini vatan için şehit veren kadınlara ödül olarak verdi.
Cumhuriyetimizin 100 yılında bunu daha büyük özgürlüklerle taçlandırma beklentisinin yerini “ya elimizde kalanı da kaybedersek” korkusu aldı.
Kadını ikinci, üçüncü sınıf vatandaş gören anlayış çağ dışı kalmış bir kafanın ürünüdür.
Terazinin bir türlü dengesini tutturamadık.
Sözde seküler anlayışla sözde fundamentalist anlayışın bir birinden farkı olmadığını yaşayarak öğrendik.
Seçimlerde ne vaat ediyorsunuz sorusuna verilen cevap ürkütücü. “Kafa keseceğiz” diyen bu kafa kazanırsa yeni iktidar ortağı olarak ülkemizi yönetecek.
