PERDECİ NURİ VE DİLAN POLAT
Yazmın başlığı mutlaka dikkatinizi çekecektir biliyorum.
Biz yazar çizer takımı birşeyleri eleştirirken başımız derde girmesin diye çok dikkatli davranmak durumundayız.
Bu hassasiyetten dolayı bazı noktalarda mahlas kullanırız.
Benimde çok sevdiğim dostlarım var ve onların isimlerini (Perdeci Nuri, Karayolcu Bülent, Sipsi ve Üjbej Kaptan) bir takım paylaşımlarda dile getiririm.
Zaman içinde bu dört arkadaşımda beklenmedik bir şekilde merak edilir oldu.
Özellikle Perdeci Nuri bana en çok sorulan kişiydi.
“Perdeci” diyorum, “Abi Perdeci Nuri ne iş yapıyor, gerçek mi yoksa hayali mi?” diye soranlar oldu.
Sosyal medyanın gücü gün geldi Perdeciyi benden daha popüler hale getirdi.
Şöyle ki; Birgün Perdeci ile Dim Çayında bir mekana gittik. O esnada telefonum çaldı bende “Filan yerdeyiz buyur gel” dedim. Bana işlerinin çok yoğun olduğunu ve birazdan bir toplantıya gideceğini söyleyip “Kim var,”diye sordu.
“Perdeci Nuri var” dedim.
“Öyle mi! Hemen geliyorum” dedi ve yarım saat içinde geldi.
Tanıştırdım ve bir anda kaynaştılar, resimler çekildi, ardından “Haftaya burada buluşalım Perdeci abi, davetlimsin” dedi gelen arkadaş.
Sonra bana dönüp “Abi sende gelebilirsin” dedi ve gitti.
Eskiden çizgi romanlar çizerlerinden daha popülerdi, sinemada ve tiyatroda sanatçıların oynadıkları karakterler zamanla isimleri ve şanları olmuştur.
Bu toplum göz önünde tuttuğu birini bir tutar bir daha bırakmaz.
Kişi kaliteli ise benim can dostlarım Perdeci gibi, Karayolcu gibi, Sipsi gibi Kaptan gibi hayatımıza renk katarlar ama eğer o popülerliği menfaatleri için kullanırlarsa mutlaka dolandırılacaksınız demektir.
Gelelim Perdeci ve Dilan Polat başlığına, sadece popüler iki ismin bu yazının okunmasına katkısı olsun diye attım. Bu da okuyucuyu dolandırmak gibi bir şey oldu, aman bana da dikkat.