Sudi Çandır

LAWRANCE OF ARABİA

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Yaşanmış bir ihanetin belgesi olan bu film 1962 yılında vizyona girdi.

Tüm başrol oyuncuları Oskar aldı çünkü ana tema çok önemliydi.

Başrolünde Peter O’Toole vardı ve tanıdık bir isim Ömer Şerif’te filmde rol almıştı

Film; 1916. 1918 yıllarında baş gösteren Arap Ayaklanmasını, Sina ve Filistin Cephesinde yaşanan olayları,  Arap aşiretlerinin nasıl silahlandırılıp Osmanlı’ya karşı ayaklandırıldığını işliyor.

Osmanlı’ya karşı örgütlenen Arap isyancılar, demir yolunu hedef alırlar. 1917’de yapılan saldırıda Türk askerlerini taşıyan tren Hicaz Demir Yolu’ndan hareket ettikten bir süre sonra Lawrance ve Çöl Bedevileri tarafından havaya uçurulur.

Trende bulunan askerlerin tamamı öldürülür ve iaşeleri yağmalanır.

Sonrasında Osmanlı o toprakları ve tüm Arap coğrafyasını kaybeder.

Ümmet İngilizlerle anlaşıp ümmeti sırtından vurmuştur.

Din kardeşliği çöl kalleşliğine yenik düşmüştür.

Aslında Türkleri hiç sevmezler.

Talkan ve Curcan katliamlarını unutmayan Osmanlı onları imparatorluğun içine asla almamıştır.

Zaten onlarda Osmanlı’yı

sömürgeci olarak görürler.

Bundan dolayıdır ki o tren hala patlatıldığı yerde durur.

Hiçbir zaman kaldırılmadı.

İçi asker dolu o trenden kalan enkazı her yıl bağımsızlık günlerinde ziyaret eder ve temsili olarak o günü canlandırırlar.

Tıpkı bizim İngiliz, Yunan, Fransız işgalinden kurtulan illerde yaptığımız törenler gibi!

Son yıllarda bu coğrafyadan gelenlerin ülkemizin en değerli yerlerini almalarına karşı yükselen sese, Arapça konuşarak karşı mesaj veren besleme gazetecilerin ” Hepimiz kardeşiz, ümmetiz” sesleri bir hayli tepki çekti.

Bu sözde hümanist jurnalistlerden biri olan Hacı Yakışıklı “Fransız işgali, İngiliz işgali, Yunan işgali oldu mu? Oldu.

Bunlara neden tepki yokta Ümmete var” diye bir yazı paylaştı.

Fesli severler başta İ. Melih bunu defalarca paylaştı.

Oysa toplumdan çıkan ses ‘Bir inanç ve ırk üzerinden’ değil.

Ses şu “Neden elin Suriyelisi, Afganlısı buraya elini kolunu sallayarak geliyor. Bu ileride ülkemizde ayrılıkçı bir harekete yol açarsa ne olur?

Neden elin Suriyelisine milyarlarca dolar harcıyor ama kendi emeklimizi açlığa mahkum ediyoruz?

Sizce de bu kaygıları taşıyanlar haklı değil mi?

Dünya tarihinde yaşananlar göstermiştir ki, farklı medeniyetlere ve ırklara sahip halklar kolay kolay ortak bir yaşam kurup barış içinde yaşamamıştır.

Ulus devletler bu yüzden doğmuştur.

Gelelim İngiliz, Fransız, Yunan ve diğerlerine.

Devlet hangisine milyarlarca dolar harcıyor?

Hangi İngiliz hastanelerde bedava tedavi oluyor?

Adam cebine parasını koyup gelmiş.

Bize yük değiller.

Bizim bu kaçak göçeklere tepkimiz şu; hem ekmeğimizi bölüp fakirleşmemize sebep oldular hem de gelecekte sayıları 20-30 milyonu bulduğunda olası özgürlük alanı ve ya yoğunlukta oldukları bir bölgede bağımsızlık ilanı ihtimalidir.

Vatanını seven herkeste bu kaygı vardır.

İşi din üzerinden ümmetçilik üzerinden yorumlayanların amaçları bellidir.

Irkını sevmek ırkçılık değildir.

Halkın geleceğini düşünerek olası tehlikelere karşı ses çıkarmak vatanseverliktir.

Karşı sesin ne olduğunu ise sizlerin görüşüne bırakıyorum

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!