Sudi Çandır

EURO BÖLGESİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Geçtiğimiz hafta Euro bölgesini kısa süreliğine terk edip Ankara’ya gittim.

Bu vesileyle Alanya ile Ankara’yı kıyaslama şansım oldu.

Bir dilim baklava ve 1 küçük suya 100 lira ödemeye alışmış biri için 1 porsiyona 100 lira ödemek komik geldi.

Hatta “100 lira mı, emin misiniz?” diye de ısrarla sordum.

Burada yetişen ve semt pazarımızda 40 TL etiketle satılan portakalın orada yarı fiyatına olması!

Yemek fiyatlarının hatta denizi olmayan kentte balık fiyatlarının bile bölgemizden çok ama çok daha ucuz olmasına şaşırdım kaldım.

Tatile gelen 2 aile bir butiğin önünden geçiyorlardı.

Butik sahibinin ikram ettiği çayı yudumlarken kadınlardan biri etiketlere bakıp “aaaaa ne kadar ucuz!” diye arkadaşına seslendi.

Etiketlerde Big Sale (Büyük İndirim) 5.10 yazıyordu.

Hemen gelip her parçadan ikişer üçer aldılar.

Ödemek için kasaya geldiler.

Arkadaş aldı hesap makinesini ve tak tak tuşlara basıp fiyatı söyledi.

Müşterilerin ağzından “neeee” diye hayret ifadesi dolu bir ses çıktı.

Şaşkınlıklarını atlatıp “ama etikette 5.10 yazıyor” diye itiraz ettiler.

Satıcı o rakamların doğru  ama TL değil Euro olduğunu söyledi.

Müşterilerin 10 lira diye aldığı giysi 300 lira olmuştu.

Bırakıp çıktılar.

Mesela bizim burada esnaf yerliye pek yüz vermez.

Bir kafeye gidip çay istediğinizde garsonun bile yüzü ekşir ve insanlar bir çay içip saatlerce oturmasınlar diyedir ki yer yer çay fiyatları 20 hatta 30 lirayı bile bulur.

Türk kahvesi yanında minik lokumlarla servis edilmişse kesinlikle öpüldünüz demektir.

Suyun fiyatı bile ikiye katlanır.

Mesela self servis diye bir moda çıktı, işletmeye müşteri olarak girip garson olarak çıkıyor olmanıza rağmen fiyatlar fahiş seviyededir.

Pazar ile manav arasındaki fiyat farkları neredeyse kapandı.

3 harfli marketler ise hepsinden ucuz.

Psikolojik bir zam yarışı var.

Dükkan kiralarıyla başlayan bu yarışın kurbanı ise tüketiciler oluyor.

Euro bölgesinde yaşamanın ciddi bir maliyeti var artık.

Avuç içi kadar ete restoranda vereceğin paraya kasaptan 2 kilo alırsın.

Peki, suçlu esnaf mı?

Hepsi değil ama Euro üzerinden yüksek maliyetlerle kiralanan işyerleri maalesef müşteriye yansıyor.

Biri çıkıp “senin dükkanın bu kadar etmez” dese bile bir yabancı gelip tutuyor.

Önceden para harcayıp piyasaya can veren yabancılar artık piyasayı ele geçirmenin keyfini sürüyorlar.

Herkes kendi milletinden alışveriş yapıyor.

Otel müşterisi herşey dahil sisteminin tadını çıkarıyor.

Yerli insanda zaten para yok.

Esnaf müşteri azaldıkça fiyat artırıyor.

Velhasıl bizde baş ıssız meydan belirsiz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!