DUYAR KASMA
Seçimlerin ilk turunda özellikle deprem bölgesinin tavrını merak eden bir grup insan bir anda iyilikte yarışmaktan vazgeçip karşı tavır aldılar.
Olaya düz mantıkla baktığında tepkiler asla kabul edilebilir değil.
Sosyolojik ve psikolojik altyapısına inince tepkilerin hesap sorma yetisinden uzak kitlelere karşı büyük bir isyan olduğunu görüyoruz.
Siyasi tercihlerinden dolayı o bölgeye tepkili olanların sosyal medya paylaşımlarını inceledim
Bir hesapta yazılanlar ilgimi çekti ve onu sizlerle paylaşmak istedim.
Diyor ki şahıs “Benim tepkim şahsına ya da siyasi tercihine değil, benim tepkim şundan dolayı kardeşim: sen enkazın altındayken 2 gün sana ulaşamayan, Sen enkazda yakınını ararken bizler çaresizce isyan edip; asker sahaya çıksın, sivillere yetki verilsin diye çırpındık.
Siz orada ölürken bizlerde burada sizinle birlikte girdik çaresizlik mezarına.
Elimizde, avucumuzda ne varsa gönderdik.
Onlar İnterneti kesti biz buz kestik yapmayın etmeyin diye çığlık attık.
Hemen her belediye oraya koştu.
AHBAP’ın size verdiği çadırları Kızılay’ın parayla sattığını duyunca aklımızı yitirdik.
Hele öncesinde sırf 3.5 kuruş için imar affı çıkarıp eski evlere mezar ruhsatı vermeleri tam bir felaketti.
Şimdi bizim beklentimiz neydi biliyor musunuz; Bu geç kalmışlığın hesabını sormanız, şöyle bir silkeleyip, demokrasi yoluyla ders vermenizi bekledik.
Kurumların düzensizliğine ve liyakatsız kimliklere tepki göstermenizi istedik.
Bizim isyan ettiğimiz, sizin bağrınıza bastığınız olunca biz bir daha isyan ettik.
Ama bu yaşadığınız acılara duyarsız kalacağımız, bu elimizi sizden çekeceğimiz, sizi dışladığımız anlamına gelmesin.
Benim hakkım sizlere helal olsun.
Bir daha böyle bir felaketi hiç kimse yaşamasın”
Yorum sizin.