Bir düşünür derki “Eğer bir olayı tartışacaksanız sol elinize coğrafyayı, sağ elinize tarihi alın”
İsrail ve Gazze olayını bu bağlamda irdeleyelim.
Cola ve çikolata dışına çıkıp planlı ve programlı hedef yapanların mutlaka o hedefe ulaştığına dikkat çekelim.
Akıl ve aklın gerektirdiği kuralları öne çıkaran ülkeler yükselir, zenginleşir ve güçlenir.
Bilimde, tarımda ve finans sektöründe baş ‘komut verici’ olan Yahudileri bu kural güçlü yapmıştır.
İsrail oğullarının intikamı ta Hicrete kadar uzanmaktadır.
Beni Kaynuka, Beni Nadir oğulları, Beni Kurayza Kabilesi ve Beni Müstalik oğullarına kadar.
Bu kabilelerle yapılan savaşı İslam ordusu kazanmıştı.
Öncesinde Kudüs’te yaşayan bu kabileler Romalılar Kudüs’ü işgal edince yer değiştirmek zorunda kalmışlardı.
Tarihsel bir girizgahtan sonra gelelim bugüne.
1964 yılında Filistin Kurtuluş Örgütü kuruldu.
Bu Örgüt Olası bağımsız Filistin’in tek temsilcisi olarak Arap dünyası ve diğer ülkeler tarafından tanındı.
Bu Örgüt sayesinde Filistin meselesi İslam ülkelerinin de meselesi oldu.
Filistin’e yapılan her saldırı Irak, İran, Libya, Suriye ve Mısır gibi ülkelerden karşılık görürdü.
Tüm İslam dünyasının içinde olduğu bir gidişat İsrail’e planladığı başarıyı getirmedi.
Başka bir seçenek kaldı ve onu denemeye başladılar.
Öncelikle FKÖ’nün rakibi olarak Müslüman Kardeşler ve Hamas gibi örgütleri gizli destek verip Dünyanın tanıdığı resmi temsilciyi pasifize ettiler.
Ardından bu örgütleri tüm dünyada terör örgütü olarak ilan ettiler.
Sonrasında diğer perdeye geçildi.
Önce Irak, ardından Suriye ve Libya’yı böldüler.
Hedef ülkelerden bir diğeri ise uzun vadede belki biziz! Bu emellerini Suriye’de belirli bölgelerde yaptıkları göç mühendisliği ile sağladılar. 10 milyon Suriyeliyi kabul ederek bilmeden bu tuzağa düşürülmüş olabilir miyiz?
BOP, Büyük Ortadoğu Projesi için eş başkanlık sanki bir rütbe gibi dağıtıldı.
Son tahlilde Hamas eliyle bir çatışma başlatıldı.
İçeride ve dışarıda zor durumda kalan Netanyahu bu sopaya sımsıkı sarıldı.
Gazze tamamen boşlatılacak ve tek amaçları bu.
Bunu yapabilecek güçleri ve destekleri fazlasıyla var.
Oradan çıkarılan halk ise yine ikinci üçüncü bölge ülkelerine sürülecek.
Bu insanlarda bir süre sonra yerleştikleri yerlerden bu mücadeleyi sürdürüp yeni hedef ülkeler yaratacaklar.
Son söz, düşmanlık hissiyle andığın hiçbir ülke sana baharı yaşatmaz.
Bahar diye yutturdukları şey aslında filmin fragmanıdır.
Şimdi anlaşıldı mı Arap Baharının ne olduğu?
