VİRÜSE VE AŞI’YA SOSYO PSİKOLOJİK BİR BAKIŞ (1)

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bilimsel gelişmeler günümüzde baş döndürücü bir hızla ilerlemektedir. Bu sayede tabiattaki canlı ve cansız varlıklarla, yaşadığımız gezegen ve evrenle ilgili her gün yeni şeyler öğrenmekteyiz. Teknolojide ortaya çıkan bu gelişmelere rağmen bazen meydana gelen olaylar karşısında insanoğlu maalesef çaresiz kalmaktadır. Bilim ve teknolojinin son dönemlerde çaresiz kaldığı en önemli olaylardan biri de, bütün dünyada hızlı bir biçimde yayılan ve bir salgına dönüşen Covid-19 hadisesidir.

Covid-19 Virüsü nedir ?

COVID-19 (Yeni Koronavirüs Hastalığı);  ilk olarak Çin’in Vuhan Eyaleti’nde 2019/Aralık ayının sonlarında solunum yolu belirtileri ile gelişen bir grup hastada yapılan araştırmalar sonucunda 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir virüstür.

“COVID-19” ismindeki “co” corona virüs ailesine ait bir virüs olduğu için bu kelimenin ilk iki harfini, “vi” virüs kelimesinin ilk iki harfini, “d” ise İngilizce hastalık anlamına gelen “disease” kelimesinin ilk harfini, “19” ise, 2019 yılında ortaya çıktığı için  bu yılın son iki rakamını alarak oluşturulmuştur.

Salgın başlangıçta Çin’de deniz ürünleri ve hayvan pazarında bulunanlarda tespit edilmiştir. Daha sonra insandan insana bulaşarak Çin Halk Cumhuriyeti’nin diğer eyaletlerine ve diğer dünya ülkelerine yayılarak bir salgına (pandemi) dönüşmüştür.

Koronavirüsler, hayvanlarda veya insanlarda hastalığa neden olabilecek büyük bir virüs ailesidir. İnsanlarda, birkaç korona virüsün soğuk algınlığından Orta Doğu Solunum Sendromu (MERS) ve Şiddetli Akut Solunum Sendromu (SARS) gibi daha şiddetli hastalıklara kadar solunum yolu enfeksiyonlarına neden olduğu bilinmektedir.

Hastalık, 2-14 gün süren bir kuluçka süresinden sonra birden başlayan yüksek ateş, öksürük ve nefes darlığı ile karakterize olmakta,  bazı hastalarda boğaz ağrısı ve burun akıntısının da olduğu görülmektedir. Hastalık genellikle orta-ağır bir klinik seyir göstermektedir. Ağır hastalanan ve ölen kişilerin büyük kısmı 65 ve üzeri kişilerden oluşmakta, daha çok akciğer hastalıkları, organ yetmezlikleri, kanser, diyabet, bağışıklık baskılayan hastalıkları olan kişiler üzerinde daha etkili olduğu gözlenmiştir.

Bir insandan diğerine geçerken, bir süre sonra mutasyona uğrayarak sürekli değişim geçiren bu virüsün değişik mutantları (varyantları) ortaya çıkmakta ve bu durum tedaviyi zorlaştırmaktadır.

Covid-19 Virüsüne karşı,  aşılanmanın bir çözüm olduğu konusunda bilim insanları ne diyor?

Aşı yaptırılması gerektiğini savunan bilim insanları, aşının insanoğlunun tarih boyunca kitlesel ölümlerini önlediğini, aşı çalışmalarının arka planında çok ciddi bir çalışma olduğunu ve tedavi etme özelliği bakımından yeterli bilimsel verinin elde edildiğini, aşıların, hastaların yoğun bakım aşamasına gelmesini engellediği yolunda verilerin bulunduğunu, mRNA aşısının çok yeni olmadığını, aslında son 15-20 yıldır üzerinde çalışılan bir teknoloji olduğunu, ayrıca eski teknoloji ile üretilen aşıların da bir alternatif olarak tercih edilebileceğini savunmaktadırlar.

Aşı yaptırılmaması gerektiğini savunan bilim insanlar ise, covid-19 virüsünün çok yeni bir virüs olduğunu, yapılan aşı çalışmalarının henüz FAZ-3 çalışmalarını tamamlamadığını, dünyada hiçbir pandeminin aşı yoluyla bitirilemediğini, toplum bağışıklığı yoluyla çözüldüğünü, bu aşıların bilimsel olarak güvenli olduğu noktasında hiçbir bilimsel verinin bulunmadığını, tarih boyunca aşılara bağlı ciddi yan etki ve ölüm vakalarının görüldüğünü, aşılarla ilgili şüphelerin giderilmesinin aşıyı üreten firmalara ait olduğunu, bunun da ancak tüm bilimsel çalışmaların ortaya açıkça ortaya konulması ile mümkün olabileceğini, aşı olmak isteyen kimselerden yasal muafiyet alınmak istemesinin yeterli güvenirliğin olmadığının açık kanıtı olduğunu, yasal muafiyet istenmesinin nedeninin ise açılacak tazminat davalarından çekinmeleri olduğunu, bazı ülkelerde aşı yapılan yaşlı kişilerde ani ölümlere yol açtığının görüldüğünü, ayrıca daha önce hiç denenmemiş olan ve tamamen yeni bir teknoloji olan mRNA teknolojisinin sonuçları hakkında yeterli bilimsel sonuç bulunmadığını ve çok ciddi yan etkilerin ortaya çıkabileceğini, covid-19 salgını nedeniyle ölen insanların sayısı dikkate alındığında, bu salgının çok büyük bir salgın olduğunu söylemenin mümkün olmadığını, şu ana kadar yaklaşık 2 yıl içinde toplam 4 milyon insanın öldüğünu, zaten viral hastalıklardan her yıl ortalama 1,5 milyon insanın öldüğünü, bir yılda sadece kanserden ölen insan sayısının 10 milyon civarında olduğunu, bu nedenle böyle bir salgın nedeniyle tüm dünyanın aşılanmak istenmesinin dünyada ilk defa görünen bir şey olduğu, sürekli mutasyona uğrayan bir virüse karşı aşı geliştirmenin pratik faydasının çok tartışmalı olduğunu iddia etmektedirler.

devamı haftaya..

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!