TOPLUMUN TUTUM VE DAVRANIŞLARININ İRDELENMESİ-Ender Karaca

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Her zaman şu görüşü benimsemişimdir. Toplumda oluşan sorunlara neden olabilecek olaylarda toplumun tutum ve davranışlarının ne olacağı konusunu ele alıp irdelemeye çalışırım.
Hiçbir zaman olayları kişiler bazında değerlendirmem.
Tabi bu olayları değerlendirirken de o toplumu etkilemeye, biçimlemeye yönelik yapılan işlemleri de dikkate alırım.
Bu işlemlerin başında “propaganda” gelir. Propaganda, tek yönlü olup toplumun dikkatlerini belli konulara çekilmesine yönelik bir etkileme aracıdır. Bu durum karizma yaratmaya, karşılıklı anlayış yerine kesin kabulün sağlanmasına yöneliktir.
Burada kimi zaman gerçekler saptırılarak doğrular yanlı bir şekilde ve dengesiz olarak topluma sunulmaktadır. Demokratik görüş birliğine değil sonuca ulaşmayı amaçlar.
Halkla ilişkilere gelince, en yalın anlamda halka bilgi vermek, halkın tutum ve davranışlarını ikna yoluyla etkilemeye, biçimlemeye yönelik iki yönlü bir çaba olarak tanımlanır.
Şimdi ülkemizde yaşanan olayları, örnek vermeden değerlendirsek; bizi yönetenler acaba toplumun tutum ve davranışlarını etkilemeye, biçimlemeye yönelik bir çaba sarf ederken propaganda yöntemini mi yoksa halkla ilişler yöntemini mi uyguluyorlar?
İşte burada durmak lazım.  Üzülerek ifade etmek gerekirse çok partili yaşama geçtiğimizden bu yana bizi yönetenler propaganda yöntemini uyguluyorlar. Başka bir deyişle yapacakları herhangi bir işlemde örneğin özelleştirme işlemlerinde acaba toplumdan da gerekli onayı alıyorlar mı? Yada “devlet  et, süt satar mı?” şeklinde yapılan propaganda ile toplumdan da gerekli onayı almadan Et ve Balık Kurumunu özelleştirerek toplumun temek gıda gereksinimi olan ve toplumun ihtiyacını karşılamayan “eti” bile yurt dışından satın almak durumunda mı kalıyorlar? İşte burada propaganda devreye giriyor  ve toplum zaten edilgen bir yapıda olduğu için bu gibi olaylara karşı herhangi bir tepki vermeden sessiz bir şekilde kaldıklarını söyleyebiliriz.
Başka bir örnek; diyelim ki toplumun çok önemli sorunlarından biri olan “yoksulluk ve yolsuzluğun” bir an önce çözüme kavuşturulması için bizi yönetenler bu sorunun çözümüne radikal bir önlem alacakları yerde propaganda yönetimiyle gündem değiştirerek toplumun dikkatlerini başka yöne çekerler. Tabi, bu yöntemin uygulanmasındaki temel görev medyaya düşmektedir.
Medya hangi konuda olursa olsun ister siyasetçi ister sporcu olsun istediği taktirde herhangi bir kişiyi propaganda yönetimiyle ilah bile yapar. Başka bir deyişle “o kişiyi ya vezir yapar ya da rezil eder
İşte burada toplumun son derece bilinçli ve tutarlı bir şekilde hareket etmesi gerekir.
Toplum kişilerin aynasıdır. Kişiler ne kadar bilinçli olursa toplumda o kadar bilinçli olur.
Bilinçli olduğu taktirde halkın da tutum ve davranışlarında ki görüşler propaganda ile halkla ilişkilerin ne ifade ettiği konusunu da karıştırmaz.
Unutmayalım; kamu yararını ele alan ve çift yönlü olarak demokratik sistemin tümüne yönelik bir onayın oluşu olarak topluma sunulan halkla ilişkilerin önemini toplumca iyi anlayalım propaganda ile karıştırmayalım.
Bu arada geçen hafta Mahmutlar Post Gazetesinin Sahibi Sayın Mesut İlhan’a yapılan çirkin saldırıyı şiddetle kınarız.
Not: Bu makale 2 Aralık 1993 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde yayımlanan Kamu Yönetimi ve Halkla İlişkiler başlıklı makalem baz alınarak hazırlanmıştır.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!