TOPLUMSAL DUYARSIZLIK

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bir toplumda çıkan ya da çıkabilecek olaylara karşı toplumun duyarsız kalması o toplumdaki bireylerin olaylara bakış açısına bağlıdır.
Bu bakış açısı olayları hep özdeksel (Maddi) yönde değerlendirirse durum daha da farklı olur. O zaman toplumda çıkar ilişkileri devreye girer.
Durumu şöyle açıklayalım; o toplumun nüfusu hızla artıyorsa, bu hızlı artışa paralel olarak işsizlik oranında hızlı bir artış oluyorsa, özellikle genç nüfus eğitimsiz ve niteliksiz bir şekilde yetiştiriliyorsa, buna bağlı olarak toplumda uygulanan ekonomik model üretim yerine tüketime yöneliyorsa gelir dağılımı son derece bozuksa o zaman o toplumun olaylara bakış açısı da farklı olur. Başka bir deyişle o toplum olayları her parasal açıdan değerlendirir.
Bu bakış açısını baz alarak o toplumu yönlendirmeye çalışan ve bunda da başarı sağlayan medyayı ele alalım. İktidar günümüzde olan bu medya, hepimizin bildiği gibi toplumun dikkatlerini ülkede var olan ve çözüm bekleyen önemli sorunlar varken toplumu gereksiz konularla meşgul ettikleri görülmektedir.
Şöyle ki, topluma hiçbir şey vermeyen ancak toplumdan çok şeyler götüren yarışma izlenceleri, vur paylasın çal oynasın tipi eğlence programları, suya sabuna dokunmadan ve belli kişilerin katıldığı açık oturumlar, saatlerce süren futbol maçındaki yorumlarla birlikte özellikle aile yapımızı oluşuz bir şekilde etkileyen kadın programcılarını bunlara örnek olarak gösterebiliriz.
Üzülerek ifade etmek gerekirse toplum günlük olarak yaşıyor ve ülkede var olan özen bekleyen çok önemli sorunlara karşı duyarsız kalıyor.
Bu duyarsız kalma ekonomik nedenlerin yanında sorumluluk duygusu verilmeden yetiştirilen kişilerin hiçbir zaman çıkan ya da çıkabilecek olaylara karşı sorumlu bir şekilde davranmamasından kaynaklandığını söyleyebiliriz.
Nedenlerine gelince, konuyu değişik açılardan ele alıp incelersek, öncelikle toplum geleneksel bir yapıda ve örgütsüz olduğu hakkını aramak için çekinden davrandığı ya da çeşitli bahaneleri ileri sürecek haklarını aramadığı birkaç kişi bir araya geldiği zaman “Ne olacak bu memleketin hali” dendiği zaman, aldığı birkaç kredi kartı karşılığında ve geliri kat ve kat aşarak büyük alışveriş merkezlerinde alışveriş yaparak mutluluğu burada aradığı ancak, ödeme zorunluluğu karşısında ne yapacaklarını şaşırdığı, haksız olduğu herhangi bir olayda çeşitli bahaneler üreterek hep zeytinyağı gibi suyun üzerine çıkarak haklı olduğunu iddia ettiği, TV’de sürekli futbol programları izleyerek futbol konusunda ahkam kesildiği kendi haline bakamdan biçin süründüğünü sorgulamadığı gibi bu durumu da kader olarak gördüğünü söyleyebiliriz.
Bunlara benzer onlarca örnek verebiliriz. Önemli olan bu durumu önlemek için bizi yönetmeye soyunan kişilerin akıl ve bilimi baz alarak ve üreterek toplumu bilinçlendirmeye çalışmaktadır.
Unutmayalım bir ülkede üretim konusunda çaba harcanmıyorsa o ülkede her yönüyle çöküşün başladığını söyleyebiliriz.
Bu makalem 1 Temmuz 2008 tarihinde Mahmutlar Post Gazetesi’nde yayımlanmıştı. Aradan yaklaşık sekiz sene geçmesine rağmen toplumsal duyarlılık arttı mı?
Buna olumlu yanıt veremeyiz.
Çünkü siyasi iktidarın uyguladığı yanlış politikalar toplumu tüm yönleri ile kaosa sürükledi.  Umut ediyoruz toplum olarak bu kaostan en kısa zamanda kurtuluruz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!