SİYASETTE PROPAGANDANIN ÖNEMİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Almanya da bulunduğum sırada özellikle bazı Alman TV kanallarında gösterilen tarihsel programları fırsat bulduğum zamanlarda izlerdim.
Özellikle 2. Dünya Savaşının çıkış nedenleri ile Almanya ve İtalya’nın çöküş nedenleri üzerinde Alman tarihçilerinin yaptığı yorumlar bugünkü siyasetçileri örnek olacak nitelikteydi.
Bir siyasetçinin diktatör olarak ortaya çıkış nedenlerinin başında o ülkede yaşanan ekonomik ve toplumsal kaosun büyük etkisi olur.
Örneğin; Almanya da 2. Dünya Savaşı öncesinde yaşanan ekonomik ve buna bağlı olarak ortaya çıkan toplumsal bunalımlar o toplumu sözüm ona bir kurtarıcıya doğru ittiğini bu kurtarıcının da Hitler olduğunu tarih kitapları yazar.
Özellikle 1929 yılında yaşanan ekonomik buhran tüm dünyayı olumsuz yönde etkilemiş ve bu buhrandan kurtulmak için de hemen hemen tüm ülkeler çıkış yollarını aramışlardır.
İşte Adolf Hitler Almanya da 1930 yılların başında bir ekmeğin bir milyon marka satıldığı zaman da kurtarıcı olarak ortaya çıkmıştı.
Kurduğu siyasi parti kısa zaman da güçlenerek 1933 yılında iktidara geldi.
İktidara gelirken ve geldikten sonra Hitler’in propaganda bakanı Goobels’in tarihe geçen şu ünlü tümcesine unutmamak gerekir.
“Bana haysiyetsiz bir basın verin, size kuzu gibi bir toplum yaratayım”
Mealen açıklanan bu görüş medyanın bir toplumu yönlendirmede ki etkisinin ne olduğunu gösteriyordu.
İşte o zaman ki koşullara göre Hitler’in görüşlerine amade olan basın sayesinde Alman toplumu Hitler’in esiri olmuştu.
Örneğin; bir miting alanında Hitler sağ kolunu havaya kaldırdığı zaman yüzbinlerce kişide anında sağ kolunu havaya kaldırıyordu.
Alman toplumunun beyni yapılan propaganda konuşmalarında adeta yıkanmıştı.
Toplum Adolf Hitler’e ilah gibi tapıyordu.
Hitler’in bu diktatörlüğü 1933 yılından başlamak kaydıyla 1945 yılına kadar sürdü. Ama sonuçta tüm yönleriyle çöken bir Alman toplumu bıraktı.
Esasında bu gibi TV programlarını bizim TV kanallarında da gösterilmesi yerinde olur görüşündeyiz.
Çünkü; bizim siyasetçilerin yaptığı propaganda konuşmalarında bizi 2. Dünya Savaşına sokmayan devlet adamı İsmet İnönü’ye karşı bazı gereksiz laflar söylendiği zaman insan düşünmeden edemiyor.
Acaba bu siyasetçiler altı sene süren 2. Dünya Savaşına bizde girseydik ne olurdu? Şeklinde düşünselerdi.
Ne olacağını Almanlar’ın bizzat çektiği ve tüm Avrupa’yı kasıp kavuran bu savaşın toplumları ne durumda bıraktığını görselerdi herhalde böyle gereksiz laflar etmezlerdi.
İnsan bu programları izledikçe tüyleri diken diken oluyor.
Üzerinde durmak istediğimiz esas konuya gelince;  Parlamenter sistemde bir siyasi partinin amacı iktidara gelmektir.
Hadi diyelim o siyasi parti iktidara geldi. Geldikten sonra o toplumu etkilemek ve biçimlendirmek için medyayı da arkasına alarak kendi çıkarları doğrultusunda ve tek yönlü olarak o toplumun tutum ve davranışlarını etkiledi.
Bu durum o toplumun yapısını da etkiler ve sonuçta parlamenter sistem yerine totaliter bir rejim ortaya çıkar.
Bu durum o toplumun bir yönde çöküşü demektir.
Unutmayalım; bir toplumun bireyleri düşünür olmadıkça, o toplum istenilen yöne doğru çekilir.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!