SIRTIMIZ PEG KARNIMIZ TOG
Kağıt dünyada ilk olarak MÖ 4000 yılında Mısır’da üretilmiştir.
Osmanlı döneminde başta İstanbul olmak üzere birçok kentte atölyeler açılmış ama hepside bir sure sonra kapanmış.
İstanbul Kağıthane semtinin adı kağıt atölyesinden gelir.
Yeni cumhuriyetin 4 beyaz eksikliği vardır.
Un, şeker, bez ve kağıt.
Bu açığın giderilmesi için önce modern un fabrikaları açılmış.
Sonraki dönemlerde Sümerbank Bez ve Dokuma Fabrikaları, Şeker Fabrikaları aynı zamanda genç cumhuriyetin ilk Kağıt Fabrikaları açılmış.
1933 yılında kalkınma planına alınan ve ödeneği ayrılan Fabrikayı kurma görevi Mehmet Ali Kağıtçı’ya verilir.
Bunu duyan kağıt ithalatçı tüccarlar projenin yapılmaması için Mehmet Ali Kağıtçı’ya “Sen bu Fabrikayı kurarsan sana en fazla umum müdürlük verirler ama sen bu işten vazgeçersen biz sana toplam gelirimizden %3 pay veririz” derler.
Mühendis bu teklifi reddeder ve fabrika 1936 yılında törenle açılır.
Sonraki yıllarda 10 fabrika daha yapılır ve ülke kağıt ithalatçısı iken kağıt ihracatçısı olur.
Sümerbank Bez Fabrikaları, Şeker Fabrikaları mantar gibi çoğalır.
Bu kurumlar yerli ve milli cumhuriyetimizin gelir kapıları olur.
Ardından Tütün işleme atölyeleri çoğalır ve bu atölyelerden fabrikalar doğar.
Güneydoğu Anadolu ve iç bölgelerde tütün tarımı gelişir.
Türkiye’de kötü yönetim sonucu yada küresel krizlerin etkisiyle oluşan ekonomik buhranların hedefi hep yerli üretim fabrikalar olmuştur.
Sanılıyordu ki bu fabrikalar satılır veya kapatılırsa bütçeye ek gelir sağlanır ve krizden çıkılır. 1980’li yılların ortasından itibaren,
birbirini kazıklamaktan müthiş keyif alan bir tüccar yapısının içine serbest piyasa masalları ile sürüklendi millet.
Serbest piyasa mantığı rekabete dayalı olarak sürecek ve piyasa bu rekabet sonucu kendi kendini otomatik olarak denetleyecekti.
Tekelleşmeden bihaber sayın yöneticiler ta o yıllarda bu Fabrikaları gözden çıkardı.
Ama sendikaların STK’ların çok etkin olduğu, grev ve eylemlerin anayasal hak olarak kullanıldığı o yıllarda buna cesaret edenin eli yandı.
Onların serbest piyasacı görülen ama tekelci amaçları bir türlü gerçekleşemiyordu.
40 yıl önce başlayan serüvenin sahipleri kendilerine önce bu engelleri yok edecek kanalı açtılar.
Sendikalar etki altına alınıp siyasallaştırıldı, STK’ların eylemleri teröre bağlandı.
Velhasıl 4 beyazla başlayan cumhuriyetin ilk serüveni yine 4 beyaza özleme dönüştü.
Kağıt Fabrikaları kapatıldı.
Sümerbank yok edildi. Şeker Fabrikaları satıldı.
Şimdi, Rusya Ukrayna’dan gelecek buğday için koridor açtı diye keyif yapıp sırtımız pek karnımız tok altımızda TOGG dünyayı kısakandırıyoruz, kötü mü?