ŞAPKA

Bıyıklarım yeni terliyordu.
Benden birkaç yaş büyük ağabeylerin yaz tatilinde İstanbul’a gidip üç ay sonra kılık kıyafet, fiyaka, caka 10 numara dönmeleri aklımı karıştırıyordu.
Rahmetli Şükrü ile aramızda konuştuk ve İstanbul için planlar yapmaya başladık.
Konuyu babamın en keyifli anını kollayıp açtım ama babamın 2 numaralı bakışıyla hayallerim suya düştü.
Pes etmedim elbette. Her gün annemi üç beş kuruş tırtıklamaya başladım.
Defter parası, kitap parası filan derken bayağı bir yığınak yaptım.
Tatil başladı.
Şükrü ile biletleri alıp evlere “biz İstanbul’a gidiyoruz” yazılı notu bıraktık ve çıktık yola.
Zile İstanbul arası yolculuğumuzun ilk durağında boş olan ön koltukta doldu.
O ana kadar monoton geçen yolculuk adamların gelmesiyle keyifli olmaya başladı.
Yaşı daha büyük olan diğerine öğüt veriyordu “Olum bu İstanbul’da var ya çok diggatli ol. saçına, bıyına dikkat et açıh verme.
Sağcı sanan solcu çıkar, solcu sanan sağcı çıkar ve adam azını burnunu gırar”.
Diğeri “evet” diye dinliyor.
Bu arada otobüste Orhan abi çalıyor, yolcuların içtiği sigaraların dumanı tepede ki havalandırmadan süzülüp gidiyor gökyüzüne.
Bizimkiler konuşuyor “oğlum bak goministler uzun saçlı olurlar ve bıyıkları dudaklarını kapatır, onlar tehlikelidir.
“Gominist nedir abi” diye soruyor çömez olanı.
“Urus gavuru lan, adamlarda namus, iffet yasak.
Bi abi anlatdıydı nasılmış biliyon mu?
Diyelim canın garı çekti, çal bir evin gapısını dak şapkayı gapının üstüne gir içeri işi bitir çıh. “hadi ya..!” “evet ama dikkatli olacan evin gapısında şapka olmayacah, düşünsene girdin içeri adam çıhdı garşına şey yapayım derken şeyden olacan ha ha ha”.
Bir ara Şükrü döndü bana “la gardaş Rusya’ya mı gitsek hı” dedi.
Aklım karıştı, konuşulanları dinledikçe hayal kurmaya başladım ee en “Abaza” çağımız olmasın mı?
Çömezin bu konuşmalar iştahını kabartmış olacak ki “Lan abi orda bekar olacan, anan bacın avradın olmayacak cennet la cennet” “Bi gün “Mum Söndüye” giriyodum ama Dede son anda yahaladı beni az galsın geberteceklerdi” diye sohbet uzadıkça uzadı.
Uyumuşum..!
Yıllar sonra Klas diskoda bir Rus’un kız arkadaşına asılan bir gencin kafasında bira şişesi kırdığına şahit oldum.
“Mum Söndü” diye ortaya atılan çirkin iftiranın hangi puştlar tarafından dillendirildiğini ise sizlerin takdirine bırakıyorum.
Hayatımızın şekillenmesindeki en önemli eğitim sokak kültürüdür.
Bilinçaltımıza işleyen saçma sapan bilgileri okuyup araştırdıkça yenebiliyor aksi takdirde sanki bir gelenek gibi gelecek nesillere aktarıyoruz.
Her hangi bir Anadolu şehrine git sor “sağcı Müslüman, solcu Gavur” der insanlar.
Sağcılık ve solculuğu bir düşünce biçimi olduğunu, ırkla ve dinle bir bağlantısının olmadığını asla anlatamazsın.
Onun için Türkiye’de kaymak tabakasını yiyen sağcılarda solcularda hep sağa oynar.
Sol zengin için tehlikelidir, Fakir içinse haşa “ŞAPKA”..