Saadet Partili Rukiye Gülşen, “Kadınlarımızın cesareti dirayeti ve fedakarlığı ile ülkemizin aşamayacağı engel yoktur”
8 Mart Dünya Kadınlar Günü dolayısı ile Saadet Partisi Alanya Kadın Kolları Başkanı Rukiye Gülşen bir mesaj yayınladı.
Gülşen, “Kadın yapıcı, onarıcı, toparlayıcı ve koruyucu özellikleri ile ailenin bel kemiğidir. Bu yüzden geleceğimizi şekillendiren ve evde ağır işçi olarak çalışan kadınların, ev hanımlarının, “özlük haklarının verilmesi için yapılacak düzenlemeler bir lütuf değil, en doğal hakkın teslimidir. Kadın intihar ve cinayetleri, şiddet ve istismar vakaları, bu memleketin en derin yaralarıdır.
Bu konuda en yüksek hassasiyeti göstermek hepimizin insanlık vazifesidir. Tek bir kadının, bir insanın uğradığı zulmün karşısında ayağa kalkmak öncelikle inancımızın gereğidir.
Kişinin “biricik hayatı” hiç kimsenin tekelinde değildir. Ve fiili duruma ceza, en üst seviyeden verilmelidir. Amacımız başta Türkiye’deki insanlar olmak üzere tüm insanlığın “saadetidir.”
Bugün insanlık, “hak ve adaletin hâkim olduğu yeni bir dünyanın hayali ve ihtiyacı içindedir. Böyle bir dünyanın kurulumu için kadınlar olarak en üst seviyede Sorumluluğa sahip olduğumuzun bilincinde olarak, devletin ve sivil toplumun, iş ve sosyal yaşamda, kadını ve toplumu önceleyen ve destekleyen her türlü çalışmasını büyük bir memnuniyetle karşılıyoruz. Bu gün kadını; azılı-görsel-sosyal medyada, reklamın ve tanıtımın bir unsuru, şiddetin ve tacizin bir mağduru olmaktan çıkarıp, çalışan, düşünen, öğreten, iyileştiren, güzelleştiren, ilham veren yanının görünmesine, bilimin, sanatın, ekonominin, eğitimin, huzur ve barışın, sevginin öznesi olarak ülkemizin yarınlarına olan katkısının desteklenmesine hepimizin ihtiyacı var.
Kadın, toplumun inşasında büyük pay sahibidir. Anne olarak, öğretmen, doktor, mühendis, gazeteci, yazar-çizer, bilim insan olarak, Fabrikada işçi, tarlada köylü, pazarda esnaf, ticaret erbabı, iş kadını, yönetici olarak, toplumun her alanında çalışan ,üreten, iradesini kimsenin etkisinde kalmadan, her türlü mahalle baskısının dışında, özgür ve özgün şekilde ortaya koyan kadınlar, daha güzel bir yarını şekillendirecek en önemli unsurdur. Sahip olduğu özelliklerin farkında ve bu Potansiyelini; iyinin, güzelin, faydalı ve doğru olanın gerçekleşmesi için kullanan kadın, dünyayı imar eder, medeniyeti inşa eder, toplumu ihya eder.
Bu yüzden, Kadının eğitimini, sağlığını sosyalleşmesini ve üretime katılmasını sağlamak bunların önündeki engelleri kaldırmak, aslında hem birey hem de topluma yapılan en büyük yatırımdır. Elbette sağlık hizmeti ve nitelikli egitim, itibarlı, güvenli ve onurlu bir yaşam kamu hizmetlerine ve kaynaklarına eşit erişim, kadın-erkek her insanın en doğal hakkıdır.
Ancak hala ülkemizde, kadın daha doğarken, sosyal yapının önyargılarına muhatap olmakta, eğitimi, sağlığı, istekleri, umutları ailede ikinci planda tutulmaktadır. Sonrasında ekonomik, sosyal, siyasal ve akademik alanda maddi manevi türlü zorluklarla karşı karşıya kalmaktadır. Bugün kadınların en büyük problemi geçim sıkıntısıdır. Doğal olarak çalışmak zorunda kalan kadınımız “çalışma hayatı” içinde büyük zorluklar yaşamaktadır. Evine gelir getirebilmek için, ağır şartlarda, uygun olmayan zaman ve zeminde, sosyal güvenceden mahrum statüde ve ucuz işgücü olarak çalışmak durumunda kalmaktadır.
Çıkarılan yasalar ve iyileştirmeler olsa da, bu yasaların uygulanmasındaki keyfilik ve denetimsizlik özel sektör başta olmak üzere birçok alanda büyük mağduruyet oluşturmaktadır. Çalışan kadının şartlarının,eşitlik ilkesinden ziyade adalet ilkesi ile düzenlemek devletin asli vazifesidir. Özellikle düşük ücret ile çalışan kadınların, sorumlu oldukları çocuk ve yaşlı bakım hizmetlerinin,devlet tarafindan”sosyal devlet” anlayışıyla karşılanması hususunda da düzenlemelerin yapılması atılacak önemli bir adımdır. Üreten insan mutludur. Ancak üretimin karşılığı sadece para ile ölçülmemelidir. “Çalışıp para kazanıyorsa değerlidir” yargısı tüm hayatını,ailesi ve çocuklarına adayan ve bunu tercih eden”ev hanımını” değersizleştirmektedir.
Kadın ,yaradılış gereği analık vasfı ile toplumu oluşturan en önemli unsurdur. Bu nedenle kıymetli ve önemli sorumlulukları vardır.İlk mürebbiyedir. Varlık gösterdiği her alanda umut olan, hayatı yenileyen “tüm kadınlarımızı “takdirle karşılıyor, Türkiye ‘ye kattığı değerle iftihar ediyoruz. Biliyoruz ki ,kadınlarımızın cesareti ,dirayeti ve fedakarlığı ile ülkemizin asamayacağı engel yoktur.
Ve biliyoruz ki, kadınların değer katmadığı hayat, siyaset, ekonomi sivil toplum eksik kalacaktır” dedi.