MUTLULUĞUN FORMÜLÜ

İşte geldik gidiyoruz. Herkes bir alemde. Kimi ekmeğinin peşinde, kimi memleketi kurtarma derdinde, kimi kariyer peşinde, kimi de para güç derdinde.
Kime sorsan bu peşinde oldukları şeyler için haklı nedenleri vardır. Kimi küçükken o kadar fakir ki, dışlanmıştır, sevilmemiştir, yok sayılmıştır. Eğer güçlü olursa çok parası olursa görülecektir, sevilecektir.
Ya da yaşaması gerekir. Yaşaması içinde çalışması gerekir.  O da vurmuştur kendini çalışmaya. Tek derdi geçimdir.
Kimileri de memleketi kurtarıyordur.  Kendimi bildim bileli memleket hep kurtarılma halindedir. Birileri memleketi soyuyor, satıyordur.. birileri ise aynı memleketi kurtarıyordur. Her dönem memleketi hep bir soyan, hepte bir koruyan kollayan vardır.
Bir dikkatimi çeken şeyse, herkes çok düzgün. Herkesin psikolojisi çok iyi. Zaten öyle olduğu için kendilerinin dışında geziyorlar ya. Kimi memleket kurtarıyor, kimi güçlü olmaya çalışıyor, kimi ünlü.
Tüm iyileşmenin bunlarda olduğu sanıldığı için çoğu insan kendini tanımanın dışında her şey yapıyor.
Kardeşim bir dönüp bakın içinize. İşte geldik işte gidiyoruz. Ömrünüz nasıl geçti, bugüne kadar kaç tane keşkeleriniz var? Kendinizi sevdirmek için daha kimlere şirinlik yapacaksınız, bir yerlere gelmek için kimlerin elini öpeceksiniz?
Eeee yıllardır dışarıda mutluluğu aradığımız için, şimdi mutluluğun nerede olduğunu pek bilen yok.
İsterseniz kısa yoldan mutluluğun yerini ben söyleyim size; mutluluk, ne memleketi kurtarmada, ne parada, ne güçte.. mutluluk burnunuzun dibinde elinizin altında ve en önemlisi de taaa kendi içinizde.
Elindekiyle yetinen, gücü kadar çabalayıp insana insanlığa katkı sağlamak isteyen ne memleket soyma derdindedir, ne de birilerini kötüleme derdinde.