LİDERLER VE AÇIK OTURUM

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Eskiden böyle bir siyasi geleneğimiz vardı.
Siyasi parti liderleri bir televizyon kanalına çıkar yüzyüze her konuyu tartışırdı.
1991 yılında yapılmış bir açık oturumu izledim, aradan yıllar geçmiş ama bugün ne tartışıyorsak o gün de o tartışılmış.
Bir farkla, sokaktaki vatandaş!
Önce yani açık oturumdan önce mikrofon vatandaşa uzatılıyor.
Dikkat ettim eğer özel olarak seçilmedilerse hepsinin diksiyonu düzgün, yaklaşımı son derece kibar ve çok temiz Türkçesi var.
Enflasyondan bahsediyorlar, ekonomiyi nasıl düzelteceklerini soruyorlar.
Geleceğin Türkiye’sini nasıl planlayacaklar diye soruyorlar.
O yıllarda bu soruları soran orta yaş grubu dilerim bugün “Çıkar telefonunu, Ameriga bizi gısganıyo, dij güjler bizi istemiyor, her evde iki araba var, bak bütün lokantalar dolu” diyenler değildir.
Böyle bir evrilmeyi bırakın beni, Darwin bile kaldıramaz.
Biz açık oturuma gelelim.
Rahmetli Demirel, Erbakan, Ecevit, İnönü, Yilmaz ve Perinçek.
Moderatör sokak röportajları ile harmanlanmış soruları liderlere tek tek soruyor.
Onlarda cevaplıyor ve kendilerince çözüm planlarını anlatıyorlar.
Hala iktidarda olan savunmada kalırken, muhaliflerse eleştirilerini direkt olarak muhataplarının yüzüne karşı yapıyorlar.
Gazeteciler ise harbi sorular soruyor, öyle Nagiş’in 1 tane TEZ’i bulunmayan çakma Prof’ların sorduğu cinsten değil.
Ya da ultra lüks bir salonda röportaj verenin karşısında subhanallah boncuğu gibi dizili sözde gazeteci, kolpacı, ihale takipçisi, çökücü, muhalefet bükücü, çanak sorucu gazeteciler gibi değil, harbi Gazeteciler.
İlgimi daha çok çekti ve izliyorum.
60 yaş grubu parkta oturuyorlar.
Gazeteci sorusunu “Efendim yarın akşam parti liderleri açık oturumda olacaklar, onlara neler söylemek istersiniz? diye soruyor.
Bak sen cevaba ağzım açık dinliyorum “Efendim, öncelikle memleketimizin refahı için çabalayan tüm parti liderlerine, değerli devlet büyüklerimize saygılarımı iletmenizi istirham ediyorum”
Burada görüntüyü dondurup arkama yaslanıp hayretler içinde düşünüyorum!
İfade, tavır, söylem!
Ve bugüne geliyorum, kıyas yapıyorum.
Hayretler içinde şu soruları soruyorum; o güzel insanlar güzel atlara binip gidenlerse, bize attan düşenler mi kaldı?
O nesil böyle bir nesli nasıl yetiştirdi? Yoksa, İki Cuma mesajı attıktan sonra karşı görüşte ki liderlere, insanlara her türlü aşağılık hakaretleri yapanlar, bez bebek olabilirler miydi?
Bakın ekonomiden hiç bahsetmiyorum. O günkünden on kat hatta yüz kat daha beteriz. En merak ettiğim cevap şu, önce soruyu sorayım “hadi ekonomiyi dış güçler bozdu, insanımızın aklıselimine kibarlığına ne oldu, onu kim bozdu?
Öyle küfürbaz ağzına geleni söyleyen bir siyasi liderimiz de yok ki onu suçlayalım!
Düşünsenize; çok yakında seçimler var. 1991 ve önceki yıllarda olan ileri demokrasi kültürü gereği liderler açık oturumda. “Sen SSK’yı batırdın” diye direk yüzüne haykırıyor, o an Kiliçdaroglu’nun yüz ifadesini merak etmiyor musunuz? Sırf bunu görmek için bile olsa hadi çıkın milletin karşısına, gözlerinizin içine baka baka söyleyin birbirinize.
Biz anlarız kim doğru, kim yalan söylüyor.
Olmaz mı?
Ha, o eski köhne, cılız Türkiye’de kaldı, öylemi?
Neyse ekonomiden bahsedelim. Daha çok zam gelecek çok ama biz bunlara pabuç bırakacak millet değiliz.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!