KÜRT İSYANLARININ NEDENLERİ-Ender Karaca

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Tarihsel süreç içinde yaşanan herhangi bir olayı , o olayın yaşandığı zamana göre değerlendirmek gerekir.
Örneğin; 1925 yılında yaşanan ve Şeyh Sait’in çıkardığı Kürt isyanını ele alalım.
Bu isyanı yaratanların başında Musul ve Kerkük petrollerinin Irak’ta kalmasını isteyen batılı emperyalist güçlerden İngiltere vardı.
1923’te imzalanan ve Türkiye Cumhuriyetinin sınırlarını çizen Lozan Antlaşmasında (Hatay hariç) yalnız Irak sınırı belirlenmemişti.
Neden? Çünkü bu yörede zengin petrol yatakları vardı.
Bu yatakların Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalmasını özellikle İngiltere istemiyordu.
Bunun üzerine İngiltere başta olmak üzere Şeyh Sait denen bir kişiyi öne sürerek ülkede bir kaos yarattılar.
Bu kişinin amacı sözüm ona bir Kürdistan devleti kurmaktı.
Ancak İngiltere’nin asıl amacı yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’ni bu gibi konularla meşgul edip Irak sınırını Musul ve Kerkük’ün Irakta kalacak bir şekilde çizilmesini sağlamaktı. Ve bunda da başarılı oldular ve Irak sınırı ancak 1926 yılında çizildi.
Şeyh Sait isyanından önce yaşanan bazı Kürt isyanlarını da ele alırsak bu isyanların temelinde 1920’ de yapılan ve Osmanlı İmparatorluğunun sonu olan Sevr Anlaşması yatmaktadır.
Hiçbir zaman uygulanmayan bu anlaşmada Osmanlı Devletinde yaşayan Kürt unsurunun çoğunluk olduğu yerlerde özerklik oluşturulacağına dair bir maddenin yer alması üzerine bazı Kürt aşiretleri derhal harekete geçerek kendi aralarında ve aşağıda açıklanan bildiriyi hazırladılar.
“ Kürdistan’a özerklik verildiğinden aşiretlerin barışmaları gerekir; hemen teşkilatlanmaya başlanmalıdır; bütün aşiret reisleri ve elebaşları adına Ankara’ya bir heyet göndererek Avrupa’nın Kürtlere armağan ettiği özerkliği Ankara hükümetine onaylattırmak gerekir. Eğer Ankara hükümeti bu öneriyi kabul etmezse o hükümet aleyhine ayaklanma olacağını bildirmeliyiz” dediler.
Hatta daha da ileri giderek” Sevr anlaşması gereğince Elazığ, Diyarbakır, Bitlis, Van illerinde bağımsız bir Kürdistan kurulması gerekiyor. Bu kurulmalıdır; aksi takdirde bu hakkı silah kuvvetiyle alacağız” dediler.
Bu arada Koçgiri isyanını çıkaran asiler de Büyük Millet Meclisi Başkanlığına aşağıda açıklanan telgrafı bile çektiler.
“Nefsi Zara hariç olmak üzere büyük çoğunluğu Kürtlerle meskun olan Koçgiri ilçesiyle Divriği, Refahiye, Kuruçay, Kemah ilçelerinin seçkin bir il haline getirilerek yerli Kürtlerden bir valinin atanması, adliye ve mülkiye memurlarının yine görevleri başında bulunmasını” istemişlerdi.
Açıklanan bu alıntılar Erzincan Valisi Ali Kemali’nin Erzincan hakkında 1931 yılında yazdığı ve Resimli Ay Matbaasınca 1932 yılında yayımlanan kitabının 152, 153, 154 ve 163’ cü sayfalarından alınmıştır.
Burada üzerinde durmak istediğimiz esas konuya gelince bu olayları o zaman ki koşullara göre değerlendirmemiz gerekir.
Bir; Yüce Atatürk’ün önderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devletine gerek içten gerekse dıştan gelecek her hangi bir tehdide o zamanki koşullarda anında müdahale edilmesi gerekirdi ve edildi.
İki; Bu olaylar ülkemizde yaşanırken Avrupa’da Hitler , Mussolini, Franko ve Stalin gibi diktatörler vardı. Bunların neler yaptığını ve insanlık üzerinde ne gibi tahribatlar bıraktığını tarih kitapları yazar.
Unutmayalım Türkiye Cumhuriyeti Devleti Atatürk’ün önderliğinde ulusal bir kurtuluş savaşı verilerek kuruldu.
Bunun değerini ulusça iyi bilelim ve Cumhuriyetimizi koruyalım.
 

hastas

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!