DEPREMDE YAŞANAN ACILARA DUR DEMEK LAZIM
Bir toplumun yaşayacağı büyük felaketlerin başında belki de doğanın yaratmış olduğu deprem, sel, heyelan gibi felaketler gelmektedir.
İşte geçen hafta Van ve Erciş’te yaşanan deprem felaketi zaten acılar içinde olan toplumumuzu bir kez daha derinden vurdu.
Acılar içinde olan toplumumuz özellikle bu deprem olayından sonra kenetlenmesini de bildi.
Herhalde bizim toplumumuzun özelliğinden olacak yaşanan bu gibi acılı olaylar, bizi biraz daha sağduyulu bir şekilde düşünmeye sevk etti.
İşte deprem olayını ele alalım.
Özellikle ulusal ve yerel yazılı ve görsel medya bu konu üzerinde önemle durduğu ve bu toplumu bilinçlendirmeye çalıştı.
Bunda da başarı sağladı diyebiliriz.
Bu başarı toplum için yeterli mi?
Yeterli değil ama artık vatandaş bu konu üzerinde yetkili ve etkili kişilerden yeri geldiği zaman hesap soracak duruma geldi.
Şimdi yaşan bu deprem olayını sağduyu ile düşünelim.
Deprem de zarar gören bu binaların durumuna bakarsak:
Bu binalar on sene önce yürürlüğe giren 4708 sayılı Yapı Denetim Kanununa göre inşaatın başlangıcından bitimine kadar bu binalar yetkili mercilerce denetleniyor muydu?
Herhalde yeterli ölçüde denetlenmedi ki 3-5 senelik devasa binalar oluşan bu depremde yerle bir oldu.
Ortada Yapı Denetim Yasasıyla birlikte Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği var ama denetim mekanizması iyi çalışıyor mu?
Buna olumlu bir yanıt veremeyiz.
Çünkü bu denetimin görev ve sorumluluğu ilgili belediyeye aittir.
Denilebilinir ki bürokrasi de denetim mekanizması iyi çalışmıyor.
Ama deprem olayında durum farklı olur.
Bir deprem olduğu takdirde belki yüzlerce kişi hayatını kaybetmektedir.
Şayet denetim mekanizması tam olarak çalışsaydı daha doğrusu yerle bir olan bu binalar Yapı Denetim Kanunu ile Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğine uygun bir şekilde denetlenseydi belki yüzlerce kişi hayatını kaybetmezdi.
İşte burada devletin bizzat devreye girerek yapılacak binaların inşaatına başlamadan önce zemin etüdünden başlamak kaydıyla özellikle taşıyıcı sistemin her aşamasında kontrolden geçmesi gerekmektedir.
Dikkat edilirse yıkılan binaların hemen hemen tamamı taşıyıcı sistemin çökmesinden ileri gelmiştir.
Bu sistemde çimentodan, demirden, kumdan, v.b’den çalınarak bina yapılıyor ama bir depremde o bina anında yerle bir oluyor ve yüzlerce vatandaşımızda yıkılan bu binalarda hayatını kaybediyor.
İşte yaşanan bu acılı olaya dur demek lazım
Sevgili Abim,
“Yeterli değil ama artık vatandaş bu konu üzerinde yetkili ve etkili kişilerden yeri geldiği zaman hesap soracak duruma geldi.” diyorsun. Bunu yapabildiğimiz zaman dünya değişir.Her şey çok daha güzel olur. Bahar gelir dağlara.
Çok çabuk unuturuz olanları. Siimav da deprem oldu geçen sene. Kim hatırlıyor? Hangi yetkili ceza aldı? Sorunu çözme yeteneğimiz olmadığı için Van da yaşayanları başka şehirlere dağıtıyoruz.
Unutma sevgili abim! insanlar hak ettiği şekilde yönetilirmiş. Biz hak arayan, soru soran, araştıran ve düşünen gençliği yok ettik. Var olanların da sesi kısık çıkıyor. Ya da çıkmadan boğuyorlar. Üçretsiz eğitim isteyen gençler içerde aylarca yatabiliyor.
Depremsiz günler dileğiyle….
Gülhan