BELEDİYE MECLİS ÜYELERİNİN SEÇİMİNDE GÖRÜLEN

AKSAKLIKLAR Demokrasi kurallarının yönetim yönünden bilinçli bir şekilde uygulanması öncelikle o toplumun yerel yönetimlere verdiği önemle ölçülür.
Daha doğrusu demokrasi; yerel yönetimin güçte olmasına güçlü olması da o bölgedeki halkın aydın fikirli ve uzağı görerek seçeceği yerel yöneticilerin özelliklerine bağlıdır.
Bilindiği üzere ülkemizde uygulanan yerel yönetim seçimlerinde hep belediye başkan adayı ön planda yer alır. Hatta seçim süreçlerinde belediyenin vatanını ve yürütmenin başı olan başkan adaylarının özellikleri ön planda tutularak, kamuoyunda hep belediye başkanları tartışılır ve karşılaştırmalar yapılarak vaatlerinin neler olacağı ortaya konulur.
Ancak belediye yönetiminin temel taşı olan belediye meclis üyelerinin özellikleri yapılan bu tartışmalarda yer almaz. Adeta yok sayılır. Bu yüzden halk onları ne tanır, ne de merak eder. Esasında belediye meclis üyelerinin görevleri ile birlikte özellikleri de çok önemlidir.
Çünkü kendi geleceğini belirleyen kararlar bu meclis tarafından alınır.
Her ne kadar Belediye Başkanı yasayla kendine tanınan bazı görevleri dışında çoğunlukla meclisin aldığı kararları uygular.
Belediye meclis üyelerinin görevleri en az Belediye Başkanı kadar önemli olduğu halde o zaman hangi kıstaslar (ölçüler) dikkate alınarak bu kişiler belirlenir?
Her ne kadar bu belirleme parti tabanından başlayarak tabana kadar hizmet etmiş olsa bile meclis üyeliği içinde farklı özelliklerin bulunması gerekir.
Çünkü; yerel halkın seçtikleri temsilcileri aracılığı ile belediye çalışmalarına katılımının sağlanması ile birlikte belediye başkanının da denetlenmesini sağlamaktır.
Ancak uygulamanın farklı olduğu görülmektedir.
Çünkü o yöredeki halk bir siyasi partiye oy vermekte, o siyasi partide merkezi biçimde belediye meclisi üyelerini adeta “atamaktadır.”
Atanan bu kişiler ya parti örgütünde görev yapan yöneticiler, ya da partili iş adamlarından oluşmaktadır. Bu durum o partiye gönül vermiş genç dinamik ve yaratıcı kişilerin önünü kapatmaktadır.
Görüleceği üzere yerel yönetim sisteminde Belediye Meclis üyeliği bu haliyle halkın katılımının sağlanması yerine, belediye olanakları yoluyla partililerin ödüllendirilmesine hizmet eden bir yapıda olduğunu ifade edebiliriz.
Sonuç; Belediye yönetiminde istikrar ve tarafsızlık ilkesini gerçekleştirmek için alınacak başka önlemler ile birlikte siyasi partilerin tabanından gelen, yapıcı, yaratıcı, idealist genç ve dinamik kişilerinde meclis üyeliğine seçilmesi yerinde olur.