DADINDAN YİNMEYEN DEMOKRASİ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

 

Hemen her gittiğim yerde şu soruluyor “Altılı masanın adayı kim olur?”

Bense aslında en çok bu sorudan gıcık kapıyorum. Tek bir kişinin sadece liderlerin üzerinden yürütülen seçme huyumuzun değişmesi lazım.

Şöyle ki; Milli Şef İnönü güzellemesinin ardından geçtiğimiz çok partili sistemin en övüleni Menderes oldu.

O dönemin yazılanlarına çizilenlerine övgülerine ve sonrasına, yani darağacına giderken ki suskunluğa, tepkisizliğe bakınca anlıyorum ki Menderes’i yüceltip hatalarını bile övenler ipe giden yolu açanlarmış.

Tek adamdı olmadı.

Ardından “Kurtar bizi baba sloganları, sadece Demirel’le koskoca ülkenin kurtulacağına inanan bir kitle.

Zincirbozan’a yapayalnız gitti Demirel, tek adamdı yani bir tek ona umut baglanmıştı olmadı.

Köylünün, emekçinin tek umuduydu Karaoğlan.

Kıbrıs’ı kurtardı.

Ardından gelen ABD ambargosuyla 2 litre mazota, 1 kilo yağa feda edildi.

Tek adamdı memleketi kurtaracak ve devrimcilikte umut bağlanan ama unutuldu gitti.

Nitekim,Netekim Evren geldi.

Köy kahvelerine minibüslerin arka camlarına Milli Güvenlik Kurulu Üyelerinin posterleri asıldı.

Şehirlerin meydanlarında “Seni sevmeyen ölsün” sloganları atıldı.

İsmini beğenmeyen köyler Ankara’ya dilekçeler yağdırıp  “Evrenköy” oldular.

Yeni Anayasa Türk siyasi tarihinin en yüksek oyunu aldı.

Bir zamanlar uğruna ölecek kadar sevdikleri ‘liderleri’ oyladı halk ve el birliğiyle yasak getirdiler.

Tek adamdı, olmadı.

Sonrasında cenazesine üç beş kişi zar zor bulundu ama olsun.

Çağlar açıp çağlar kapatacak Özal vardı.

Baş üstünde birleşen ellerdi yeni slogan, baştacı ediverdik.

Papatyaları sevdik, Semra hanımdan dolayı.

Tek adamdı, olmadı.

Adına 1 üniversite açıldı bitti.

Karadeniz’in vizyoner delikanlısıydı, Elvis Presley yüzlü Mesut Yılmaz. Yeni gözdesiydi seçmenlerin.

Tek adamlığa yürüdü ama başına gelmeyen kalmadı. En son Sedat Peker’in tehdit edip yumruk parası aldığı ifşalarına şahit olduk.

İki anahtar kampanyası başladı.

Temiz yüzlü, eğitimli ve üstelik sarışındı.

Çok çabaladı ama 5 Nisan’da anahtarın birini alınca, seçemeyenler, sevmekten vazgeçiverdiler.

Milli sanayi hamlesi dedikten 35 yıl sonra gelebildi o koltuğa.

Ardından bir toplantı sonrasında yüzünden akan ter damlalarına şahit olduk.

İlk yanındakiler çıkarıp gitti gömleklerini.

Ve bugünlere kadar geldik.

Aralarda postallar tarafından kesintiye uğrayan sözde demokrasimiz bir tık aşama gösterip ayakkabı yalayanlara ancak uzanabildi.

Mayısta seçim var deniliyor.

Aslında Ankara listeyi yapacak ve bizlerde seçilenleri seçeceğiz.

“Ya eski tas eski hamam” diyeceğiz ya da “eski hamama yeni tas bulacağız”

Türkçesi hamam aynı, su aynı başımızdan döken tas değişecek.

Bundan dolayıdır ki ben adaya asla kilitlenmiyorum.

Ben sisteme, yeni kurulacak sistemde yer alacak maddelere, olası anayasa değişikliğinde vaat edilenlere bakıyorum.

Bir adama umut bağlayarak yürünecek yol benimde senin de yolun değil.

Tavanı temelden şekillendiremediğin, önüne konanı onayladığın şeyde seçim değil.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!