BU VATAN KOLAY KURULMADI (2)
Geçen hafta yayımlanan makalemde PKK Terör Örgütünce düzenlenen saldırılarda 31 asker ve polisimizin şehit edildiğini ve ülkemizin son genel seçimden sonra gün geçtikçe artan terör olaylarına sahne olduğunu bu durumun önlenmesi için TBMM’nin bir an önce olağan üstü toplantıya çağrılmasının gerekli olduğunu açıklamıştım.
Daha önce bu konuyu kapsayan bir makalemi de anımsatmak istiyorum.
Şöyle ki;
24 Ekim 2011 tarihinde Mahmutlar Post Gazetesi’nde yayımlanan makalemi hazırladığım sırada ulusumuzu derin bir acıya boğan ve PKK Terör Örgütü’nün yaptığı saldırılarda 24 askerimizin, 5 polisimizin ve 3 sivil vatandaşımızın şehit edildiğini bu durumun önlenmesi için TBMM’sine büyük görevlerin düştüğünü açıklamıştım.
Konu çok önemli olduğu için bu makalemde yer alan bazı görüşlerimi yinelemek istiyorum.
Çünkü toplumumuzun bu konuları bilmesi gerekir.
PKK Terör Örgütünün asıl amacı tüm yönleri ile özerk bir yapıya kavuşmak için var olan üniter devlet yapımızın yerine eyaletlere bölünmüş bir federe devletinin kurulmasını daha sonrada bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasını istemeleriydi.
Esasında emperyalist güçler tarafından gizli kapaklı olarak desteklenen bu istekler 100 sene öncede vardı, bugünde var.
Çünkü bu görüşlerin temel amacı nerede petrol ve doğalgaz kaynakları varsa oraya giderler. Ve oradaki toplumları birbirlerine kırdırarak, hem silah satarlar, hem de enerji kaynaklarını kendi kontrolleri altında tutarlar.
Anımsayın; 24 Temmuz 1923’de imzalanan Lozan Anlaşması ile yalnız Irak sınırı çizilmemiştir.
Neden? Çünkü, Kuzey Irak’ta petrol kaynakları vardı. İngiltere hemen devreye girerek yeni kurulan devletimizde bir bunalım yaratarak Şeyh Sait isyanını çıkartarak ortalığı karıştırmış ve sınır konusuna da o zamanki adıyla Milletler Cemiyetine aktarmış ve aradan 3 sene geçtikten sonra yapılan Ankara anlaşmasıyla Musul ve Kerkük, bölgesi Irak’ta kalmak kaydıyla bu sınır çizilmiştir.
İşte emperyalist güçlerin yaklaşık 100 sene önceki görüşleri neyse bugünde böyle olduğu görülmektedir.
Örneğin; PKK Terör Örgütünü ele alalım. Bu örgüt emperyal güçlerle desteklenmezse kılları bile kıpırdayamaz.
Unutmayalım, bu beyni yıkanmış PKK Terör Örgütüne hiçbir zaman ödün verilmemelidir.
İşte burada TBMM’ne büyük görevler düşmektedir. İktidarı ve muhalefeti ile birleşerek ülkemizin bu terör belasından kurtulması için gerekli önlemleri almaları artık zorunlu bir hale gelmiştir.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti emperyalist güçlere karşı Ulusal Kurtuluş Savaşı verilerek Yüce Atatürk’ün önderliğinde ve üniter bir yapıda olmak kaydıyla kurulmuştur.
Bunun değerini ulusça çok iyi bilelim.