ATATÜRK MİLLİYETÇİLİĞİ
Bugünlerde gündem de olan milliyetçilik kavramı üzerinde durmak istiyoruz.
Öncelikle 1982 Anayasanın temel ilkelerinden biri olan Atatürk Milliyetçiliğinin ne anlama geldiğini açıklarsak;
Türk Milliyetçiliğini yada Türk ulusçuluğu, bütün fertlerin kederde, kıvançta ve tasa da ortak bölünmez, bir bütün halinde, milli şuur ve ülküler etrafında toplayan ve milletimizi dünya milletleri ailesinin eşit haklara sahip şerefli bir üyesi olarak milli birlik ruhu içinde daima yüceltmeyi amaç bilen bir ulusçuluktur.
Daha doğrusu Atatürk Milliyetçiliği ırkçılığı ret eden insancıl, barışçıl, birleştirici, bütünleştirici bir milliyetçiliktir.
Türklüğü ile kıvanç duyma, Türklük için çalışma, ulusun esenliğini Anayasa sınırları içinde sağlamaya çalışmak ulusçuluktur.
Türk Ulusçuluğu, kendi ulusuna sevgiden başlayarak dinini, tarihini, örfünü, adetini, kültürünü, özetle ulusal yapımızı kuran ne varsa her şeyi düzeltmeyi ve bu yolda çalışmayı gerektirir.
Bazen ulusçuluk kavramını yozlaştırarak “mukaddesatçılık” kavramı ile karıştırmak ya da bu çaba da olanlara hoş görüyle bakmak Ulusçuluk düşüncesinin kafalarda karışmasına yol açtığı görülmektedir.
Mukaddesatçılıkla ulusçuluk bir birinin tersidir.
Çünkü mukaddesatçı düşünce temel de “ümmetçiliğe” dayanır.
Yine Atatürk’ün görüşlerine kulak verelim;
“… Ulusun varlığını devam ettirebilmesi için bireyler arasında düşündüğü ortak bağ yüzyıllardan beri gelen biçim ve niteliğini değiştirmiş, yani ulus, dini ve mezhebi bağ yerine Türk Ulusu bağlantısı ile bireylerini bir araya toplamıştır.
Yukarda ki ifadelerden de anlaşacağı üzere Türk Ulusçuluğu ;
Toplumu birleştirici ve bütünleyeceği bir ilkedir. Sosyal ve kültürel etkinliklerde oluşan ruhsal bir bağdır.
Bu ilke ulusal birlik ve bütünlüğü sağlamakla ulusal amaçlar doğrultusunda ki hareketleri, fikir ve eylemleri kuvvetlendirici bir rol oynar.
Ülkemiz de Atatürk Ulusçuluğunun hedeflerinden biri de “laftan” “çok çalışmak” olduğu ulusal gönenç ve zenginliği artırmak, çağdaş uygarlığı gerektirdiği insanca yaşam düzeyine biran önce ulaşmak olduğunu unutmamamız gerekmektedir.
Sonuç olarak diyebiliriz ki ;
Atatürk Ulusçuluğu, uluslar arası ilişkilerde ulusal benlik unsuru, ilerleme ve yükselmenin dinamizmini sağlayan itici bir güç olarak görülür.
Kaynakça ;
1- Prof. Dr. Şeref Gözübüyük Anayasa Hukuku Sevinç Matbaası 1986-Ankara
2- Hacı Angı Atatürk İlkeleri ve Devrim Tarihi Angı Yayınları 1987-Ankara