1. Haberler
  2. Sudi Çandır
  3. SAVAŞ VE BARIŞ

SAVAŞ VE BARIŞ

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Hemen hepimizin geçmişe dönük “Şimdiki aklım olsaydı şunları yapmazdım” diye hayıflandığı şeyler mutlaka vardır.

Hatalarından erken dönenler daha az hasarla kurtulurken, geç kalanlar ya da hatasını hala kabul etmeyenler için hasar daha yıkıcı ve içinden çıkılmaz bir şekle dönüşür.

Yıllardır kendi ülke sorunlarımızdan çok Suriye’yi ve Suriye iç savaşının bize etkilerini konuştuk.

İç savaşın yeni yeni patlak verdiği günlerdi, Hüsnü Mahalli bir yazı kaleme almıştı ve aynı gün bir TV kanalının da konuğuydu.

Kısaca, “Suriye’de yapılmak istenenler tamamen İsrail’in tezgahladığı bir oyundan ibaret, orada ki çatışmaları İsrail ve Amerikan gizli servisleri örgütledi.

Cihatçı grupların hemen hepsi onların güdümünde.

Amaç büyük İsrail hayalini gerçekleştirmektir.

BOP tıkır tıkır işlemeye başladı.

“Türkiye’nin menfaati Suriye’nin toprak bütünlüğünden geçer” dedi. Ardından “Bu çatışmaları Suriye yönetimi bastıramazsa devreye Rusya ve İran girer, Rusya yüzyıllardır Akdeniz’in sıcak sularıyla buluşma hayali güdüyor, bu fırsatı kaçırmayacaktır” diyerek Türkiye’yi uyardı. Sonrasında “Danışman olmasını bekledik, Mariam’ı danışmanlığa Mahalli’yi kodese atadılar. Geçtiğimiz hafta Moskova’da üzerinde mutabık kalınan çatışmazlık anlaşması önemlidir. Olayın sosyal medyaya yansıyan ‘öç alma’ girişimi farklıdır elbette ama yapılan anlaşma Türkiye’nin değil, tüm bölgenin hayrınadır.

Keşke başa dönseydik; Işid başta hiçbir örgüte dış destek verilmeseydi. Işid’in katliamlarıyla binlerce insan canından olmazdı. Milyonlarca insan yerlerinden yurtlarından edilmezdi. Orada başka başka koridorlar çizilmezdi. Bir 29 Ekim Bayramında ülkemizden lahmacun yiyerek geçen gruplar şimdi Suriye’de tehdit unsuru olmazdı. Rus uçağı düşürülmez, turizmciler batmaz, çiftçiler zarar etmezdi. Rusya’dan özür dilemezdik. 5-6 milyon mültecinin bu ülkenin kaynaklarını sömürmesine izin vermemiş olurduk. Suriye ile ticaretimiz devam eder 100 milyar doların üzerinde katma değer sağlardık. 50 milyar doları onlara harcamak yerine kendi yaramıza merhem yapardık. Yüzlerce askerimizi şehit vermezdik. Demografik yapımız tehlike altında olmazdı. Şehirlerimizi tehdit eden ve ileriki yıllarda daha da başımızı ağrıtacak kültürel uyumsuzluğun önünü açmazdık. Başa dönebilseydik eğer, Ortadoğu’nun kaynar kazanına tek bir evladımızı bile atmazdık.

Tecrübe, öngörü adı her neyse çok önemli.

Ve bilen insanlardan gocunmamak, algıda ve sorguda “Her şeyi ben bilirim” dememek. Ama tüm bunlara rağmen yeniden, daha fazla hasar görmemek adına başa döndük. Ha “Bu kadar zahmeti neden çektik?” derseniz.

Bazen ateşe dokunmadan yanmayı tarif edemez insan.

Şimdi daha tecrübeliyiz, dilerim Suriye toprak bütünlüğünü korur, Israil’in büyük hedefleri sekteye uğrar ve BOP’ta tüm unsurlarıyla birlikte çöpe atılır.

Türkiye bu sorunu yine Esad’la görüşerek çözmek zorunda.

Esad’la görüşmezseniz Şam’la görüşün, İktidar görüşmezse, devlet görüşsün!

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!