HARAŞOV GORBAÇOW

Tek kelime Rusça bilmeyen elemanların çalıştığı otellerimiz beklemediğimiz bir şekilde adeta kuzeylilerin işgaline uğradı..
Öncesinde, her şeye “haraşow” diyerek bu günlere kadar gelen o elemanların hepsi şimdilerde şakır şakır Rusça konuşmaya başladı.
Antalya’nın doğusu Rus, batısı Avrupalı oluverdi çünkü Rus gören Almanlar ufak ufak çekildi.
Avrupalı turiste ve bol bahşişe alışan turizm sektörü yavaş yavaş her ürüne “adin dolar” diyen Rus’larada alıştı.
Her şey dahil sistemine toplu taşıma araçlarını dahil eden Ruslar dolmuş şoförlerine kafa tutup karakollara şikayet ettiler.
Ruslar ve Almanlar disiplinli insanlardır.
Özellikle Ruslar hala eski Sovyet rejiminin etkileriyle devletin resmi otoritesine harfiyen uyuyorlar.
Almanlar ise aldığı hizmetin ederi konusunda çok hassas insanlar.
Beş yıl önce “gelmesin bu Ruslar kardeşim” diye isyan eden turizmciler.
Şimdilerde “ya gelmezlerse” diyerek kara kara düşünüyorlar.
Avrupa pazarına bel bağlayanlar peş peşe gelen iptallerle büyük bir hayal kırıklığına uğradılar. Rus uçağının düşürülmesiyle başlayan Türkiye Rusya krizinden sonra iki ülke arasındaki gerginlik maalesef bölgemizi vururken, Sultan Ahmet ve Ankara patlaması ise Avrupa pazarının kapısına kilit vurdu.
Turizmcilerin isyanına sessiz kalamayan devletin paketinden ise sadece ecrimisil ertelemesi çıktı.
Aslında devlet yönetiminden kaynaklanan krizlerin faturası sade vatandaşa kesilmemeli.
Çok büyük riskler alıp yatırım yapan iş adamları geldiğimiz bu noktada hangi hatalarının bedelini ödeyecek merak ediyorum?
Turizm deyince akla ilk konaklama gelmemeli.
Turistik işletmeler bu sektörün yükünü taşıyan temel direkleridir ve bu krizde ilk onların beli bükülecektir.
Restoranlar, hediyelikçiler, butik ve diğer mağazalar, safari turları düzenleyen işletmeler, araç kiralama ve servis işi yapan esnaflar ve diğerleri.
Bu insanların zararı ne olacak?
Zaten durgun olan iç piyasadan umudunu kesen esnaflarımız ekmeksiz mi kalacak?
Devleti yönetenlerin bu konuda daha duyarlı olması gerekiyor.
Küçük ve orta büyüklükteki esnafın korunması gerekiyor.
Başta yerel yöneticiler, esnaf odaları ve diğer sivil toplum temsilcilerinin seslerini yükseltip gemi batmadan tedbir almaları gerekiyor.
Geçtiğimiz hafta açıklanan paketi alkışlayan oda başkanlarıyla bu olur mu?
Niye korkarlar, niye seslerini çıkarıp temsilcisi oldukları esnafların dertlerini haykırmazlar anlamıyorum.!
Bu konuda ilk ve tek ses ALTSO Yönetim Kurulu üyesi Kerim Kasımoğlu’ndan geldi. Kendisiyle yaptığım görüşmede “bu teşvik paketi Antalya’nın batısı için çıkarılmış bölgemize hiçbir katkısı yok” dedi.
Çözüm nedir?
Küçük esnaflara kira yardımı, vergi indirimi yapılabilir.
Personellerin gelir vergisini kriz bitene dek devlet ödeyebilir.
Otel işletmecileri için en uygun teşvik gıdada KDV’nin sıfırlanması ve çalışan personellerin SGK primini devletin üstlenmesidir.
Arap turist gelirse “Mama Luba” diye inleyen diskolar “yaha lelli” gelmezse esnaf uzun hava çekecek.