AYRIŞ-MA

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala


Bir mağazanın çeşidi ne kadar çok ise, müşterinin seçme şansı da o kadar fazla olur.
Çeşidin fazla olması kafa karıştırsada iyidir.
Siyasette öyledir.
Farklı dünya görüşlerine sahip partilerin ‘çatıları’ farklı olsa da, ‘temelleri’ aynıdır.
İnsan odaklı her işte durum aynıdır.
Ayrıştırılmış halklar, ayrıştıranların işine gelir.
Taraflaştırdıkları ile yükselirler. Onun arkasında ‘şu’ kadar adamı var, seveni çok, hayran kitlesi muazzam gibi tespitler, bilinçaltı teslimiyetidir. Ait olma duygusunun, ait olana ne hissettirdiğini bilemem ama ait olunan için bir hayli keyifli olduğunu düşünüyorum.

İnsanları gökkuşağının renklerine benzetirim.
Papatyanın beyazı ve sarısı gibidir farklılıklarımız, bir rengi silindiğinde anlamsızlaşır.

Farklılıklarımızı Rengârenk bir çiçek bahçesi gibi gördüğümüzde, daha mutlu ve barış içerisinde yaşayabiliriz.

Ülke, memleket, mahalle milliyetçiliğimizi, sevdaya dönüştürdüğümüzde bitecektir tüm sorunlar. Çünkü sevgiyle başlayan her duygunun son durağıdır kabulleniş.

Farklılıklarımız, müziğin notaları, dağların irili ufaklı, bir ressamın paletindeki renk bolluğu gibidir.

Tahammülsüzlüğün altında yatan ise: kabullenmeme, onun daha farklı, daha becerikli, daha bilgili, belki de daha zeki olduğunu kabullenmeme duygusudur. Tabandaki farklı partililerin vatan sevdası eşittir. İnsanları ayrıştıran ise çatıdaki çatışmalardır. Politiklerin bunu sunuş biçimi toplumu ayrıştırır. “Aslında ben senin böyle düşündüğünü bilmiyordum” itirafının altında yatan gerçek ise ‘önyargılarımızdır’
Konuşamadığımız insan, üzerinde fikir yürütüp kendi düşüncelerimizle oluşturduğumuz bir karaktere, büründürdüğümüz insandır. Anlaşma ve diyalog kurma konuşma kültürüyle başlar.
Sonrasında uzlaşma olmasa bile, taraflar birbirlerini iyi analiz etmiş olurlar.
Zekâ ve emek ile çözemediğimiz hiçbir sorun olmadığına inanıyorum.

Zekâyı geliştirmek için lazım gelen emek ise bilgidir.

Çok yönlü ve üretken nesiller yetiştiren ülkeler kalkınırken, fesat bireyler yetiştiren ülkeler hep geri kalmıştır.

Dünyada en çok savaşan toplumlar ‘cahil’ toplumlardır. Nerede savaşlar yaşanıyor, gözyaşları dökülüp vahşice insanlar katlediliyorsa, orada cehalet ve hurafe diz boyudur.
Cahil toplumları gafil avlamak çok kolaydır.
Lütfen, neyi severseniz sevin ama bilerek sevin.
Mutlu haftalar.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!