BAŞARI GRAFİĞİ VE ETİK DEĞERLER
Demokrasinin vazgeçilmezi olan sivil toplum örgütleri (odalar, vakıflar, dernekler vs.) yasal kuruluşlardır ve tüzüklerinde belirlenmiş görevleri yerine getiriler.
Odalar; birer meslek örgütleridir.
Yasalar çerçevesinde üyelerinin menfaatlerini koruyacak tedbirleri önceden belirleyerek, üyelerini mal ve hizmet pazarlamasında yönlendirici, bilgilendirici, planlayıcı ve koruyucu tedbirlerin alınması ve üyeleri arasında dayanışmayı sağlaması gibi ana görevleri vardır.
Birde, halkın çıkarları gözetilerek, bir kısım derneklerde olduğu gibi sadece kendi üyelerine yönelik hizmet verirler.
Birde Bakanlar Kurulunca kamu yararına hizmet etmekle yükümlü olan dernekler vardır ki; bu tür dernekler tüzüklerinde belirlenmiş görevler doğrultusunda, sadece kendi üyelerine değil, toplumun tümüne hizmet vermekle yükümlüdürler.
Bu kısa açıklamadan sonra asıl meseleye gelmek istiyorum.
Bilindiği gibi bu yılın ilk haftasından başlamak üzere her hafta sonu odaların genel kurulları yapılmaktadır.Kimi oda yöneticileri üyelerinin tercihi ile yeniden göreve seçilmişlerdir. Yani olayın bir kazananı, bir de kaybedeni vardır. Kaybeden taraf, üyeleri arasında birlik, beraberlik ve dayanışmayı sağlamakla görevli oldukları bilinci ile kazanan tarafı tebrik ederek gönül rahatlığı ile görevi devretmişlerdir.
Ancak; geçtiğimiz cumartesi günü yapılan Esnaf Odası Genel Kurulunda yapılan seçimler sonucu 4 dönem aralıksız görev yapan yönetim, bir oy farkla seçimi kaybetmiş, tutanaklar tutulmuş ve sandıklar ilçe seçim kurulunca muhafaza altına alınmıştır. Aradan yaklaşık 2 gün geçtikten sonra, ne hikmetse seçimi kaybeden taraf, seçim sonuçlarına itiraz hakkını kullanmış ve yeniden yapılan sayım sonucunda bir oy iptal edilmiş ve nasıl olduğu henüz kesinlik kazanmayan iki sandıktan birer oyun kayıp çıkması üzerine eşitlik sağlanınca, sandıkta kazanamayanlar çekilen kura sonucu yeniden göreve devam vizesi almışlardır. Yeniden göreve devam vizesi alan başkan; “içim son derece rahat” “üyelerin bize verdiği mesajı aldık, bundan sonra daha gayretli çalışacağız” gibi basından okuduğum mesajlar karşısında iki laf etme hakkım olduğunu düşündüm.
Aralıksız dört dönem görev alan sayın başkana birkaç soru yöneltmek istiyorum.
-Uygulanmakta olan baskıcı ve hatta yok edici ekonomik sistem karşısında, üyelerinizi olası tehlikelere karşı koruyucu hangi tedbirleri aldınız?
-Üyelerinizin özellikle bankalar ile olan ilişkilerinde; post makinesi kirası, komisyon ve krediler konusunda hangi avantajları sağladınız?
-Üyelerinizin olası davalarında hukuksal hangi desteği sağladınız?
-Üyelerinizin aynı amaçlı hangi sivil toplum kuruluşu ile dayanışma sağlayarak, diğer kamu kuruluşları ile olan ilişkilerinde hangi sorunlara çözüm önerileri getirdiniz ve ne gibi sonuçlar elde ettiniz?
-Üyelerinizin en az yüzde yetmişinin icralık olduğundan haberiniz var mı? Bunun nedenlerini araştırdınız mı?
Daha fazla detaya girmeyeceğim.
Şimdilik bu kadar yeter sanıyorum.
Şayet yukarıda belirttiğim birkaç soruya verecek cevabınız varsa, vicdanınız elbette ki bence de rahattır.
Son bir cümle daha ilave etmek istiyorum.
Dört dönem aralıksız görev yaptınız. Bu şekilde yeniden görevi kabul etmeniz gerçekten etik değerlere uygun mu?
Saygılarımla.