TARTIŞMA KÜLTÜRÜ

İletişim araçlarının gelişen teknolojiye bağlı olarak sürekli yenilendiği dünyamızda, değişen bu teknolojiyle birlikte, değişik toplumsal görüşlerin özellikle gelişmekte olan toplumlar üzerinde büyük etkiler yarattığı görülmektedir.
Bu etkilerin başında o toplumun kültürel yapısında oluşan değişmeler gelmektedir.
Her toplumun kendi ideolojisnden kaynaklanan bir yaşam tarzı bulunmaktadır.
Bu yaşam tarzı o topluma ait inançların, düşüncelerin, duyguların ve davranışların tümünü oluşturur. Bu durum o toplumun yapısıyla birlikte oluşan kültürel özelliklerini kapsar.
Kapsayan bu özellikler o toplumun genel niteliklerini taşır.
Örneğin; Bir Türk vatandaşı ile bir Hollanda vatandaşının kültürel özellikleri farklıdır.
Toplumların kültürel özelliklerinin farklı bir yapıda olduğunu açıkladıktan sonra özellikle bizim toplumda oluşan tartışma kültürünü ele alıp incelersek, bu kültürün henüz oluşmadığını görebiliriz.
Okumayan, yazmayan buna bağlı olarak da yaşanan sosyal olayları nesnel olarak değerlendirmeyen bir kültürel yapıda olduğumuz görülmektedir.
Belki yaşam şartları bizim toplumu bu yöne doğru itmektedir.
Bu konuyu daha önce de Mahmutlar Post gazetesinde dile getirmiştim.
Yinelemekte fayda görmekteyim.
Gözlemlerimize göre bizim insanlarımız tartışmayı bilmez.
Fikir ayrılığına düştüğü kişi ile ortak bir doğru aramak yerine kendi bildiğinin doğru olduğunu kabul ettirmek için tartışır.
Herhalde bilgisi az olduğu için kendi bildiklerinin kesin doğru olduğuna inanır.
Bu durumu gerek medya da gerekse yaşadığımız çevreden görebiliriz.
Örneğin; TV’ de gösterilen tartışma programlarında tartışma kültürümüzün ne durumda olduğunu görebiliriz.
Ya da gereksiz yere emniyet şeridine girmemesi için uyardığımız şoför, ya camı açarak küfreder ya da fırsatını bulursa üstümüze yürür.
Böyle kişiler de tartışma kültürü zaten oluşmamıştır.
Bir toplumda tartışma kültürünün oluşması için o toplumda bilgi ve bilinç düzeyinin gelişmesiyle birlikte demokratik ve laik düzenin yine o toplumda benimsenerek oluşması gerekir.
Bu düzen sağlanmadıkça o toplumda tartışma kültürü oluşamaz.
Oluşamayan bu kültürün yerine “biat” kültürü denen okumayan, yazmayan, sorgulamayan, araştırmayan, yaşanan olayları nesnel olarak değerlendirmeyen bir toplum ortaya çıkar.
Bu durumun önlenmesi içinde ilk etapta akıl ve bilimin sağlayacağı faydaları o topluma benimsetilmesi için tüm olanakları zaman kaybetmeden uygulanması gerekmektedir.
Unutmayalım; tartışma kültürünü benimsemeyen toplumlarda “ biat” kültürü o topluma egemen olur.