YURDUMUN İNSANI ARİFDİR-Rıfat Kıymaz
Yıllar önce 60’lı yıllarda bir köy kahvesi sohbetinde ne dedi bir köylüm, aynen aktarıyorum: ‘Beyim cebinde kaç para varsa o kadar harcarsın, malın mülküne göre de kredin vardır’ . Bu sohbet seçim yaklaştığında partilerin bol keseden attıkları vaatlerden söz açıldığında yapılmıştı. Bir dostum anlatmıştı; bir arkadaşına öfkelenen devletin bayağı yüksek kademesindeki bir zat ‘Koyun sürüsü bir milletten ne beklenir ki’ diye bağırdığında arkadaşı sinir krizleri geçirmiş, aylarca kendine gelememiş. Bunu bana anlattığında güldüm ve yukarıdaki sözleri aynen o’na anlattım, birkaç örnek daha ilave ederek. Yurdumun insanı eğitimde, okumada bilinçli olarak geri bırakılmıştır ama o nereden ne geleceğini, ne gideceğini, ne olursa ne olacağını az çok tahmin ederek işlerini ayarlar, boş laf ettin mi, palavra sıktın mı, olmayacak şeyler söyledin mi bunu hemen hisseder ama bellide etmez. Kuru sıkı atan ‘ tamam oldu bu iş’ deyip ellerini ovuştururken Yurdumun arif insanı da içinden kıs, kıs gülerek onu öyle bir makaraya alır ki ne olduğunu anlamaz bile. Yurdumun insanının devlet işleri ile uğraşacak vakti yoktur, gerek kırsal kesim, gerek şehirlinin günlük yaşam uğraşısı bütün vaktini alır, çift, çubuk, ulaşım, yeme, içme sorunlarından başını alamaz, kendini, gününü kurtarma çabası içinde boğuşur durur. Yeteri kadar çalışmadığı bekleneni vermediği idarecileri de seçimden seçime değiştirir, buraya kadar der. İdarecilerin kendilerine maddi ve manevi çıkar sağladıklarını da duyarsa ‘ BAL TUTAN PARMAĞINI YALAR ‘ der, duysa da duymasa da bal küpüne giren ellerin bala bulanacağını bildiği için bunun üstünde pek durmaz. Eli bala bulanmamış idareciye de ‘ ENAYİ ‘ deyip ‘ BUNDAN İYİ İDARECİ OLMAZ ‘ damgasını vurur. Bu arada öylede böylede işlerini yürütür. Saygı ve sevgi değer büyüğüm TURGUT ÖZAL bugünlerde ne kadar çok anılıyorsun bil bilsem, nur içinde yat, mekânın cennet olsun. Yurdumun insanını ondan iyi tanıyan biri daha gelmedi.
60’lı yılların sonunda geçen bir sohbeti dostumuz bir arkadaşından dinleyerek bana aktardı bende aynen sizlere iletiyorum; Dostumuzun arkadaşının devletin bayağı yukarılarında bir akrabası varmış. Bir gün onlara ziyarete gelmiş, dostumuzun arkadaşı da O yılların kaynayan güncel yaşamından Sağ, Sol olaylarından çok heyecanlıymış. Devlet büyüğümüz o’nu karşısına oturtmuş demişki; ‘Bak oğlum bırak bu sağ, sol hikâyelerini sizin uğruna canınızı koyduğunuz bu sağ, sol idarecileri ve onların körükleyicileri akşamları aynı masaya oturup yarın ne yaparlarsa ne kadar para veya manevi kazanç elde edeceklerini konuşup kadeh tokuşturuyorlar, sen gel beni dinle seni başkente götüreyim bir musluğun başına oturtayım hem senin hayatın kurtulsun hem bize bir faydan olsun ‘. Sonrasını bilmiyoruz. Bizi de ilgilendirmez zaten. Ne demek istiyoruz, YURDUMUN ARİF İNSANI ÇOKTAN ANLADI Sevgi ve saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.