BİZİM KOMŞULAR
Dünya varolduğundan beri insanlar daha iyi yaşam, daha iyi coğrafya ve daha başka sebeplerle göç etmişlerdir.
Ülkemizde bu bağlamda çok yoğun oranda göç almaktadır.
Bu göçleri şu başlıklar altında irdelemek mümkün; savaştan ve baskı düzeninden kaçanlar. Demografik yapı değişikliği için planlanmış göçler.
İklimsel ve daha rahat bir yaşam için yapılan göçler.
Bunlar arasında en problemsiz ve maddi getirisinin yanısıra modern kültür anlayışı ile bize en çok katkısı olan Avrupalı insanlardır.
Geçtiğimiz hafta iki Avrupalıyı programıma konuk aldım.
Biri 22 yıl önce gelip Alanya’ya yerleşmiş.
Artık bizden biri ve program ilerledikçe bir mektup okumak istediğini dile getirdi.
Özetle; Kendini bir Türk ve Müslüman hissettiğini ve öldüğünde buraya gömülmek istediğini” söyledi.
Duygu dolu bir ifadesi ve samimi bir beden dili vardı.
Sağdan soldan gelip aylak aylak gezen ve bizim vergilerimizle beslenip içinde bulunduğumuz fakirliğin ve ekonomik sıkıntıların baş müsebbibi olanların yüzünden bu insanlar oturum alma sıkıntısı yaşıyorlar.
Hemen hepsi emekli, bir kısmı kiracı bir kısmının evi var ve ne işimizde ne de aşımızda gözleri var, sadece ülkelerinden gelen emekli maaşlarıyla ekonomimize katkıda bulunuyorlar.
Göç İdaresi bu insanlara 1 yıllık oturum hakkı veriyor.
Sonraki yıl o hakkı alıp alamayacakları ise bir muamma!
Hep bir korku ve ülkemizden kovulma tehlikesiyle yaşıyorlar. Tabiri caizse Çin işkencesi gibi bir durumun içindeler.
İnsanlar diyor ki ” Biz herşeyimizi ülkemizden alıp geldik. Tanıdık, akraba, dost kimsemiz kalmadı artık buralıyız, birgün hadi gidin derlerse nereye ve nasıl gideceğiz?”
Bir diğer Alman vatandaş 3 yıl önce gelip yerleşmiş, dolandırılmıs ama bir genelleme yapmıyor ve “her yerde kötü insan vardır” diyor.
Yetkililerin biran evvel bu sorunlara el atması ve kıdemli yaşam komşularımızın tereddütlerini yok edecek bir çalışma yapmalarını temenni ediyorum.
Kalın sağlıcakla.