YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN…!
Yunanistan 1829 yılında Osmanlı İmparatorluğundan ayrılarak bağımsızlığını kazanmış.
Sonrasın da sınırlarını hep Türklerden toprak alarak genişletmeye devam etmiş.
Uzunköprü-Hadımköy Demiryolu 9 Ocak 1919, tarihinde işgal etmişler.
18 Ocak 1919, Paris’te Barış konferansı adı altında toplanan itilaf devletleri,Batı Anadolu’nun tamamını Yunanlılara vermişler.!
İzmir 15 Mayıs 1919 Yunanlılar tarafından işgal edilmiş.
“Edilmiş” diyorum.
Çünkü biz, bize öğretilenlerin ve sonrasında tarih merakımızdan dolayı okuduklarımızdan öğrendik bunları.
Tabiî ki bu arada yaşanan enteresan olaylarda olmuş. İzmir Valisi, Nurettin Paşa, ulusal örgütlerin kurulmasını gerekli görüyormuş.
Ve Ocak 1919’dan itibaren İzmir’in Yunanlılar’a verileceği haberi artık İzmir basınında yazılıp çizilmeye başlanmış.
Osmanlı padişahı tarafından, Yunanlıların baskılarıyla işgalin önündeki en önemli engel Nurettin Paşa 22 Mart’ta görevinden alınmış.
Limanda bulunan Yunan gemisindeki askerlerin karaya çıkarak olaylar çıkartması karşısında da “Nasihat Heyetleri” aracılığı ile sükûnet önerilmiş.
Nurettin Paşa’nın yerine Valiliğe Kambur İzzet ve Kolordu Komutanlığı’na da Ali Nadir Paşa atanmış. İzmir milliyetçilerine baskı yapan yeni vali, işgal haberlerini de yalanlamış.
Bu konu kısacık bir köşeye sıkıştırılamayacak kadar uzun olduğu için özet geçiyorum. Bütün bu olanlara karşı çıkan o zamanki güce “kuvay-i milliye” deniyordu. Türkçesi “milli güç” demektir.
Aydınlı Ali Efe, Usturumcalı Halil Efe, Demirci Mehmet Efe, gibi bir çok kahraman Yunanlılara karşı direnmişler.!
M. Kemal,1 Eylül 1922’de “Ordular ilk hedefiniz Akdeniz’dir” emrini vermiş. 9 Eylül 1922’de ordumuz İzmir’i almış.
Mustafa Kemal 9 Eylül 1922 Cumartesi günü karargâhı ile Belkahve’ye varıp. Bir incir ağacının altında Kadifekale’de şanlı bayrağımızın dalgalandığı İzmir’i uzun uzun seyretmiş.. İzmirliler Atatürk’e 14 Eylül 1922 tarihinde hemşehrilik teklif etmişler ve Atatürk tarafından kabul edilmiş. (İzmir hala bundan dolayı GÂVUR olarak nitelendirilmektedir).
Ama bu yazdıklarımın hiçbir şekilde aslı astarı olmayan konular olduğunu maalesef üzülerek ifade ediyorum…!
Sıkı durun.!
28 Kasım günü TBMM İnsan Hakları Komisyonunda, AKP Ordu Milletvekili İhsan Şener, tüm bu anlatılanları yalanlıyor. Ve özetle diyor ki,”Belki bunlar tartışılacak ama mesela Yunan tarihinde bir Ege Savaşı yok. (Bizim tarihimizde varmış!) Bunu biliyor musunuz? (bilmiyorduk, Öğrendik.!)Yunan tarihinde Ege’de Türklerle bir savaş yok. Bizim tarihimizin en önemli savaşlarından biri Yunanlılara karşı verilmiş olan savaştır. Biz milli güvenlik akademisinde oralardaki şehitlikleri dolaştık. Bütün şehitlikler temsili….!” Diyor…..
Aslında her şey elinizde. Tarihi yeniden yazın. Mesela birinci, ikinci İnönü zaferi diye bir şey olmadığını, İnönü’nün Aslında bir futbolcu olduğunu ve isminin bundan dolayı bir stadyuma verildiğini filan söyleyin. “Atatürk diye bir kimliğin hiç var olmadığını, o dönemde halkın kendisine bu isimle hayali bir kahraman yarattığını filan” deyin. Anıtkabiri AVM yapıp, bu meseleyi kökten çözün gitsin. Olmaz mı?