UĞUR MUMCU’YU ANARKEN
24 Ocak 1993 tarihinde Ankara’daki evinin önünde menfur bir suikast sonucu katledilen usta araştırmacı-gazeteci yazar Uğur Mumcu’yu ölümünün 24.yılında “Adalet ve Demokrasi Haftası” adı altında 1994 yılından bu yana düzenlenen etkinliklerle anıyoruz.
Atatürk ilke ve devrimlerini yürekten benimseyen ve bu görüşlerden hiçbir zaman ödün vermeyen ve toplumun bilinçlenmesine her zaman ön ayak olan Uğur Mumcu’yu anarken verdiği demeçler yazdığı makaleler ve kitaplar arasında ileri sürdüğü her görüş bu günlere ışık tutmuştur.
Demokrasi ve laiklik kavramları ile birlikte ülkenin yaşamsal sorunları üzerinde her zaman önemle duran ve laiklik olmadan demokrasinin olamayacağını her fırsatta dile getiren Uğur Mumcu’nun yazdığı binlerce makalesinin yanında onlarca kitabı da bu konulara ne kadar önem verdiğini açıklıyordu.
Bu konular arasında Atatürk’ün Kürt sorununa nasıl bakıyordu adı altında 5 Aralık 1989 tarihinde Cumhuriyet Gazetesinde Türk ve Kürt …adlı makalesini kısaltarak özet halinde açıklarsak;
Atatürk,1923 yılı 16-17 Ocak günü İzmit’te İstanbul’dan gelen gazetecilerle konuşurken Ahmet Emin (Yalman)’ın bir sorusu üzerine Kürt sorunu konusundaki görüşlerini şöyle açıklıyordu.
“Kürt sorunu, bizim, yani Türklerin çıkarları için kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü bizim ulusal sınırlarımız içinde Kürt unsurları öylesine yerleşmişlerdir ki pek sınırlı yerlerde yoğun olarak yaşarlar. Bu yoğunluklarını da kaybede ede ve Türklerin içine gire gire öyle bir sınır oluşturmuştur ki, Kürtlük adına bir sınır çizmek istesek, Türkiye’yi mahvetmek gerekir…”
Atatürk bu gerçekçi gözlemi yaptıktan sonra şu çözümü önermişti.
“1921 anayasamız gereğince zaten bir çeşit yerel özerklik oluşacaktır. O halde hangi bölgenin halkı Kürt ise onlar kendi kendilerini özerk olarak yöneteceklerdir”
Bu ne demektir? Bu yerel özerklik bugünkü bir çeşit belediye yönetimi idi. Daha doğrusu Kürtlerin yaşadıkları il ve ilçelerde yerel yöneticilerini seçme haklarıydı.
Atatürk’ün 1923 yılındaki görüşleri bugünde geçerliliğini koruyor.
O halde sorun bu konuda izlenen emperyalist siyasetlerdir. Atatürk’ün 1923 yılındaki yaptığı basın toplantısı üzerinden iki yıl geçmeden Doğuda Şeyh Sait isyanı patlak vermişti. İsyanın sonunda Musul petrolleri elimizden kaçmıştı. Şeyh Sait isyanının Türkiye’ye faturası Musul petrolleriydi.
Uğur Mumcu’nun 28 sene önce yazdığı bu makaledeki emperyalistlere ait görüşlerin bugünde geçerli olduğunu görmekteyiz.
Uğur Mumcu’nun amacı toplumu bilinmeyen konularda bilgilendirmekti. Hatta bu gibi konuların açıklanması hakkında toplumla iç içeydi. Sürekli toplantılara katılıp toplumu bilinçlendiriyordu.
Uğur Mumcu idealistti. Atatürk’ün ilke ve devrimlerine yürekten bağlıydı.
O’nu ölümünün 24.yılında saygıyla anıyoruz.