TOPRAK REFORMU SORUNU

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bugün Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da oluşan siyasal, ekonomik ve toplumsal olayların temelinde toprak reformunun yapılmaması yapmaktadır.
Bu görüşümüzün nedenlerinin başında topraksız köylülerin bu yörelerdeki toprak ağaları tarafından kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirilmesi gelmektedir.
Dün de öyleydi, bugünde öyle.
Konuyu tarihsel süreç içinde incelersek;
Bütün siyasal iktidarlar uygulayacakları ekonomik politikalarında çeşitli yönlerden gelen baskılar ve etkiler altında kalırlar.
Bu yüzden sadece kendi iradelerini kullanma olanağına sahip olamazlar.
Bu nedenle, siyasal mekanizmayı kendi grup çıkarlarının gerektirdiği yöne çevirmek, baskı ve çıkar gruplarının etkinliklerinde temeldir.
Gelişmiş ülkelerin aksine tarımsal niteliği baskın olan az gelişmiş ülkelerde en büyük ve etkili çıkar grubu da tarımcılar, daha doğrusu toprak dağılımının son derece eşitsizliği sonucu ortaya çıkan büyük toprak sahipleridir.
Bu durumu bilen Atatürk, Cumhuriyet’in kuruluşundan sonra tarım kesimine büyük önem vermiş ve 1 Kasım 1937’deki bir konuşmasında topraksız köylünün kalmaması gerektiğini söylemişti.
İsmet İnönü’de bu konuya önem vermiş ve 1936 yılında yaptığı bir konuşmada;
“Eğer toprak onu işleyen kimsenin malı değilse, ondan iyi ürün beklenmemelidir. En zengin bölgelerde bile köylülerin yarısı toprak sahibi değildir. Ve başkasının malı olan topraklar üzerinde en ağır koşullar altında çalışmak zorundadırlar” demişti.
Hatta 29 Aralık 1937’de TBMM’de yaptığı konuşmasında da şu ifadeleri kullanmıştı.
“Toprak ürününü ancak bir durumda verir. Bu durumda toprağı işleyenin malı olmasıdır.”
Hal böyle olunca, Cumhuriyetin kurucusu kadrolarının bu uzak görüşlüklerine iyi niyet çabalarına karşın Cumhuriyet tarihinin en radikal toprak reformunun gerçekleştirilmesi için 1946 yılında çıkarılan Çiftçiyi Topraklandırma Kanunu’nun bazı maddeleri sonradan Demokrat Parti’yi kuracak olan başta Adnan Menderes olmak üzere büyük toprak sahipelerinin önemli direnci ile karşılaşmış ve içi boşaltılarak işlevsiz bir hale getirilmiştir.
İşte Cumhuriyete Osmanlılardan bakiye kalan feodar mülkiyet ilişkileri ve büyük toprak sahipliği sonraki yıllarda da devam etmiş, özellikle Güneydoğu Anadolu bölgesinde toprak dağılımındaki eşitsizliği giderecek bir toprak reformu günümüze kadar gerçekleştirilmemiştir.
Topraksız köylülerin sırf geçinebilmek için Güneydoğu Anadolu’daki illerden yola çıkan tarım işçileri yılın sekiz ayında yurdun çeşitli illerinde mısır, pamuk, fındık tarlalarında çalıştığı görülmektedir.
Bu konuda tarım işçilerinin tek isteği toprak reformunun biran önce yapılmasını istemeleriydi.
Hatta bu konuda yapılan bir röportajda şöyle demişlerdi.
“Bizim orada kiminin 10 bin – 20 bin dönüm arazisi var. Bizim bir mezar yeri kadar toprağımız yok. Devletin toprak reformu yapması lazım”
İşte özellikle 64 yıldır TBMM’de görev yapan hiçbir siyasi partinin programında olmayan toprak reformunun  2015 yılında yapılacak olan genel seçimde dikkate alınması ülkemizin geleceği açısından önemli olduğunu unutmayalım.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!