TOPLUMSAL UZLAŞMADA SORUMLULUK
Bir ülkede yönetilen halk ile yöneten icranın, ayrı – ayrı sorumlulukları vardır. Barışık bir toplumda, bu iki ayrı gücün aralarındaki iletişim, son derece sağlıklı olmalıdır. Demokrasilerde toplumu meydana getiren fertlerin, dini-dili-ırkı-mezhebi-kökeni ve dünyaya bakış açısı ne olursa olsun; kendilerini, her kademedeki yönetenlerden bir takım beklentileri vardır. Yönetenlerin de, halkın bu beklentilerine yasalar doğrultusunda ve olanaklar ölçüsünde çözümler getirmesi asli görevleridir.
Açık toplumlarda bu kural, en küçük yerleşim birimlerinden başlayarak, devletin en üst icra organına kadar aynıdır. Yani; seçilerek icranın başına gelenler ile atanarak icranın başında olanların yaptıkları her faaliyetten, hitap ettikleri toplumu bilgilendirmeleri, asli görevlerinin en üst sırasını teşkil eder. Aksi halde açık toplum olma özelliğini koruyamamış ve aynı zamanda, halkın haber alma hakkını engellemekle, demokrasi temelden zedelenmiş olur. Bu durumda, birinci ağızdan haber alamayan halk, üçüncü kişilerin yorumlarıyla yanlış veya eksik bilgilenmeleri sonucu; yönetim kademelerinin, şu ya da bu gibi dedikodularla yıpranmalarına yol açar.
Halkın bilgilendirilmesinde çeşitli metotlar uygulanacağı gibi, günümüzde, en pratik, doğru ve çabuk bilgilendirme yöntemi, basın yoluyla yapılmaktadır. Bu konuda basını küçümsemek, göz ardı etmek, susturmak veya yok saymak, o yönetimin, halkın denetiminden kaçması anlamına gelir ve sonuç olarak barışık bir toplum olma özelliğinin kaybolmasına neden olur.
Yönetilen halk, sonuç ne olursa olsun birinci ağızdan doğru bilgilendirilme hakkına sahiptir. Bu nedenle; yönetenlerin yaptıkları ve yapmayı planladıkları tüm çalışmalardan halkın basın yoluyla periyodik olarak bilgilendirilmesi, fısıltı gazetesi haberlerini önleyeceği gibi, yönetenler ile yönetilenlerin sağlıklı ve dinamik kalmasını sağlayacaktır.
Sonuç olarak; yönetilen halk ile yönetim arasında sağlanan olumlu ilişkilerden, hem halk ve hem de yönetim kazançlı çıkacağı için, halkın yönetime katkısı giderek artacak, temiz, sağlıklı ve barışık bir toplum olma zirvesi yakalanmış olacaktır.
Ülkesinde ve çevresinde gelişen olaylardan ve en önemlisi sahip olduğu haklarını nasıl koruyacağı konularında bilgilendirilmiş olan halkın, kendisine ve devletine olan güveni daha da artacaktır.
Bilgilendirilmiş halk; her zaman iyi bir üretici ve aynı zamanda son derece bilinçli bir tüketici olacaktır.
Saygılarımla.