SOYULDUK EY HALKIM (2)
Telefonda ki ses “Mahmutlar soyuluyor” sen halen uyuyor musun? Mahmutlar Belediyesi’nde gizli ihale yapılıyor” dedi.
“Daha sabahın körü, Türkiye’de ihaleler saat 10.00’da yapılır ve resmi ilanla duyurulur” dememe kalmadı, telefon kapandı. Ben o ara Belediye’nin ön bahçesinde spor aletlerinde, spor yapıyordum. Eşofmanlarımla Belediye’ye vardım.
Meclis salonu önünde güvenlik korumaları kapıyı tutmuşlar, “içeriye kimsenin girmesi yasak” denildi. Artık Türkiye’de ihaleler televizyonların önünde canlı yayınla yapılırken, bir yerel gazeteden bile saklanan bu ihalede, “bir iş var” demiştim.
Israrla, üzerimdeki eşofmanla orada bekledim. Gazete ofisimi telefonla aradım, fotoğraf makinemi ve kameramı istedim. Bir saat sonra ısrarım sonuç verdi, “sadece bir görüntü alabilirsiniz” dedi, İhale Komisyon Başkanı Sezai Karaduman.
Ama ihaleye giren firmaların temsilcileri odaya alınmamış, “Bu ihale sistemi buymuş” bana öyle söyledi, ihale komisyon başkanı Sezai Karaduman.
Bağışlar Mühendislikte, “Bende bu ihaleye girmek istiyorum” diyerek, evrak sayın almak istemesine rağmen evrak verilmemiş, “niçin verilmedi?” diye sorarsanız, ben bilmiyorum, eminim siz benden daha iyi bilirsiniz. Şimdi size soruyorum, “Aynı metre karesi, aynı malzemelerle aynı kalitede yapılacak olan bir işinizi daha az paraya vermek isteyen başka bir firmaya niye vermediniz?” Bunun cevabını ilkokula başlayan sabi çocuklar bile söyleyebilir.
Yayladaki kadastro iddiaları, Kozarası yaylasına bilmem orayı iyi tanıyan, Yukarı Mahalle halkının bana aktardıkları kadarı ile Hasan Kısa’nın üzerine yazdırdığı suyun gözü, denen yayla araları daha önceden Mahmutlar Belediyesi Mesire Alanı olarak siteye ayrılmış bir yer olduğu söylendi. Ve aynı yerde Hasan Kısa’nın ailesinin yerleri de varmış ve şimdi birleşmiş.
Yayladaki kadastro çalışmalarında %70 itiraz olmasına rağmen Mahmutlar Belediyesi olarak niye itiraz edilmedi, itiraz hakkı isteyen meclis üyeleri ve muhtarların itiraz hakkı kanunen yokmuş. Sadece oraya bağlı köyün muhtarı ve Belediye’ye ait bilirkişiler ve belediye itiraz edebilirmiş.
Peki, Mahmutlar Belediyesi Mahmutlar halkının menfaatlerini korumak için kurulan bir kurum değil midir? O zaman niye itiraz etmiyor, işte bu işin sırrı içinde gizli.
“Okulun demiri yürüdü” iddiaları, Mahmutlar Belediye Meclis üyesi, bazılarına göre Belediye Başkan yardımcısı Hasan Kısa iddiaları, iddia olmaktan çıkarttı.
“Ben demiri yürütmedim, o demiri ben almıştım, fazla gelmiş bende yayladaki evimin yanına götürdüm” diyerek tüm iddiaları çürüttü. Acaba Kısa jandarmanın yayladaki Kısa’ya ait evin bahçesinde sera naylonu ile saklı demiri bulduktan sonra böyle deme gereğini mi uygun buldu? Oysa bir kuruma bağışlanan demir geriye alınır mı?
Şimdi ben Mahmutlar’daki cami yaptırma derneğine 10 torba çimento alsam, ikisi artsa ben eve getirsem, hem de Belediye’nin araç ve şoförü ile bana ne dersiniz? “Caminin çimentosunu çaldı Mesut” demez misiniz? konu anlaşıldı herhalde ama anlaşılmayan daha çok şeyler var, bu demir konusunun da yakında kokusu çıkar, hep beraber öğreniriz.
Sıva konusunda, Barbaros Caddesi üzerinde bir sanatçının ricasını kırmayan bir vekil 1 metre eninde 5 metre uzunluğundaki bir duvara ince bir sıva yaptırır, bu sıvanın faturası 1870 TL’dir. Oysa bu sıvanın gerçek değeri en fazla 200 TL olduğu bilirkişilerde mevcuttur.
Daha onlarca kanıtlanmış ve kanıtlanmamış iddialar var sırada, Belediye meclis üyeleri bu iddiaları kamuoyu ile paylaşmasını ve “dur” demelerini bekliyor Mahmutlar halkı.
“Hani soymayacağız, soydurmayacağız” demiştiniz.