SITKI SADAKAT-EKMEK KAPISI -ZAMLAR-YURDUMUN İNSANI
Başlıktaki ilk ikili eskiden iş için kullanılırdı, bir iş yerinde çalışırken o iş yerine sevgi, saygı ile bağlılık ve orayı gerektiği gibi korumak anlamlarını taşırdı. Şimdilerde bunların geçerli olduğu yerler ve kullananlar o kadar azaldı ki gençler bunların ne anlama geldiğini bilmiyorlar bile. Açıklandığı zamanda ‘ hangi iş yerinde, nasıl bir güvencede, ne kadar para alarak ‘ soruları ile insanı susturuyorlar. Bölgemizde ve gezip gördüğüm yerlerde oraların yerel esnafın iş yerlerinde ise bunlar hala geçerli. İşveren yaşadığı çevreden aldığı genç çalışanı yetiştiriyor, onda bu işi yapacağı inancı oluşunca çalışanın aylık ödentisi yanında bayram seyranlarda ailesinin sıkıntılı günlerinde ona yardımcı oluyor, askerliğinde, düğününde evini kurmasında yardımcı oluyor ve bu sistem devam edip gidiyor. Beldemizin yerli insanı bunu çok iyi biliyor ve uyguluyor. Konunun uygulanmasında çekilen en büyük sıkıntılar Turistik iş yerlerinde yaşanıyor. Bu işin gerektirdiği yetenek, yabancı birkaç dil bilme zorunluluğu ve buna benzer özellikleri ile bu sektörde iş yapanlar, onların yanında çalışanlar devamlı çalkantı içindeler. Sezon başındaki enerji, hızlı tempo sezon sonunda yerini bezginlik, gerilim, aşırı yorgunluğa bırakır, işveren yatırımının karşılığını alamadığına yakınır, çalışan günde on beş saat çalışıp karşılığını alamadığına yakınır, sezon sonu paniği başlar para ödemeleri durur. Sonrası tam bir faciadır. Çalışan işten kaçar parasını alamamıştır, kaçarken ve çalışırken bu nedenler ile iş yerine zarar verir, iş yeri çalıştıranı ya işi gerektiği gibi bilmediği için, ya da kötü geçen bir sezondan dolayı iflas eder, esnafa borçlarını ödeyemez kaçar gider ve bu sektör yıllardır bu şekilde yürür gider. Şimdi gel de bu sektörde çalışana Sıtkı sadakat, ekmek kapısı gibi laflar et, adamı sopayla kovalarlar. Günümüzde birçok iş yerinde aynı durumlar geçerlidir.
Yukarıda yazdıklarımın şimdi yazacaklarım ile bir yönden alakası var. Bütün sektörlerde gücün üstünde yapılan bu günlük yaşam savaşında insanların başka şeyleri görecek, duyacak, tepki gösterecek halleri kalmıyor bu bir, ikincisi her zaman dediğim gibi inançlarımız gereği bizler hep şükretmesini bilir, ayağımızı yorgana göre uzatırız, uzatamaz isek uzattırırlar. Bunları zamlar için yazıyorum. İnsanlar ile konuştuğumda kimisi zamlara kızgın, kimisi harcamaları kısarım diyor, çoğu sigara ve içkimi kısmam başka giderleri kısarım diyor, görsel basın sokak da ki adama mikrofon uzatıyor, doğal gazı kullanmam soba yakarım daha ucuz, hem ide ısınırım diyor, kimisi alıştık artık giderleri kısarım diyor, ne olacak bu halimiz evladım diyenler var. Yılın başında oto satışı yurdumda patladığında dünya ekonomik krizle çalkalanıyordu, yurtiçi talep karşılanamayınca hükümet dışa gönderilen oto sayısını kısmış, içe verin demişti. Son oto vergi zamları karşısında bütün oto üreticileri ne dedi ‘ bu zamları biz ödeyeceğiz’. Eh nede olsa geçmişte çok güzel para kazandılar, bu zamlar devede kulak onlar için. Allah bu zamlar ile beli daha da bir bükülenlerin yardımcısı olsun, yaklaşan Kurban da onları da unutmayalım. Hoşça kalın.