ŞEYTAN ARABASI – MESUT İLHAN
Geride bıraktığımız Kurban Bayramı adeta zehir zemberek oldu bize. Üç kardeşimizin trafik kazasında hayatını yitirmesi derin bir üzüntüye koydu tüm Mahmutlar’ı.
Mahmutlar Post Gazetesi olarak “Motor terörü” diyerek aileleri defalarca uyarmamıza rağmen uyarılara kulak asılmadı. Daha kaç kurban vereceğiz bu iki tekerlekli şeytanarabasına. Tüm ailelere bir daha seslenmek istiyorum, “Artık gençlerimize motor yerine başka bir ulaşım aracı veya eğlence makinası bulalım.” Kazada hayatını kaybeden merhumlara Allah’tan rahmet, geride kalanlara sabır niyaz ediyorum.
PİNOKYO BURNUN UZUN MU, KISA MI?
(Bu yazı daha önce yayımlandı)
Kurban Bayramı AK Parti Belde Başkanı Muhterem Anılgan’ın, CHP Meclis Üyesi Hasan Kısa’ya yönelik savcılığa “Hırsızlık” iddiası ile yapmış olduğu suç duyurusu dedikodusu ile geçti, gitti.
Bu iddia hiçbir gazetede yayımlanmamasına rağmen Hasan Kısa bir yayım organına açıklama yaptı. Kısa’nın bir yayım organına vermiş olduğu haberde şöyle deniyor, burayı dikkatlice okumanızı öneriyorum.
“Bilindiği üzere Meclis üyesi Hasan Kısa hakkında aslı astarı olmayan bir iftira kampanyası başlatılmış ve hakkında jandarmaya suç duyurusunda bulunulmuştu” deniliyor.
Kim ne biliyordu ki?
Hasan Kısa, ya kara cahillik yapıyor, ya da kendince uyanıklık yapmaya çalışıyor.
Açılımını yaparsak,
Hasan Kısa, “Başka gazetelerde çıkmadan ben böyle bir haber yaptırayım ki gördünüz mü ben zaten bunların iftira atacağını biliyordum, onun için açıklama yaptım” diyecek.
Bu planlar artık fi tarihinde kaldı artık vatandaşlar bunu yutmuyor.
Şimdi vatandaş Hasan Kısa’ya, “Sana kaş eden yok, göz eden yok niye işkillendin?” demez mi?
Elbette der.
Hasan Kısa’ya “Kimse ak demeden, kara demeden niye işkillendi” derseniz, ben niye işkillendiğini bilmem ama bildiğim bir şeyi size aktaracağım, Okul inşaatı Temmuz ayının 26.’sında başladı. Muhtemelen 1.katın üst betonu Ağustos ayının başında yani 8. Ayda.
Hasan Kısa’nın, “Bu demirler bana ait” diyerek göstermiş olduğu 01.10.2009 tarih 013213 numaralı irsaliyeli fatura demir alındıktan sonra tam iki ay sonra kesilmiş.
1- Demir gibi bir maddenin faturası anında kesilir nakliyeciye verilir. Fatura olmasa bile irsaliyesi olması mecburiyeti vardır, irsaliyesi kesilen bir malın 15 gün içinde faturası kesilmesi zorunludur.
2- Faturalar her ay kontrol edilir ve kapatılır.
3- Hasan Kısa bu planı daha önce yapsaydı demiri ben aldım iddiası için faturayı tarihinde alırdı.
4- Anılgan’ın iddiasından sonra fatura kesildiği için şaibe kokusu var.
5- Demir’i satan firma 8.nci ayda demiri satmasına rağmen 10. ayda fatura kestiği için maliye tüzüklerine göre suç işlemiştir.
6- Anılgan’ın iddiasına göre demir Ramazan ayında Hasan Kısa’ya ait yayladaki eve götürülmüştür.
7- Yayladaki demiri Hasan Kısa okula alsa bile, artığını daha sonra evine götürmesi etik değildir. Çünkü demir resmi bir kurumun alanından gitmiştir.
8- Belediye meclis üyesi kendi adına görev kâğıdı düzenleyemez. Kendi işi için belediye aracını kullanamaz.
Açılımı umarım anlaşılabilecek şekilde yapmışımdır.
Hasan Kısa’ya, “Kulp takmak, suçlu demek” bizim işimiz değil, konu yargıda. Bence Kısa’nın gazetelerde aleyhine hiçbir şey yazılmadan kendini aklamaya kalkması kendini ele verdi.
“Pişkin hırsız ev sahibini bastırır” atasözü akıllara gelmiyor mu sizce?
Eski Belediye Başkanı Şükrü Top, çok temiz, düzgün bir insandır. Hilede, hurdada işi yoktur. Bunu tüm Mahmutlar halkı bilir. Aynı okul’un ilk başladığı yıllarda ağaç kabuğu ile ilgili konu üzerine belediye başkanlığından el çektirilmişti. Şükrü Top’un hiçbir suçu olmamasına rağmen. Benim yaşımdakiler ve üstleri iyi bilir bu konuyu.
Bilmem anlatabildim mi?
Eline Sağlık Abi yazılarını sürekli okuyorum ve her hafta sabırsızlıkla bekliyorum doğruluk ilkeleriniz süper seviyor ve destekliyoruz saygılarımla…
sevgili mesut abi eline diline saglik mahmutlar son yillarda nedense bu tur sikandallarla geciyor artik bunlar a soylenecek tek bir seyim var BIR UCURUM IKI SICRAMAYLA ASILMAZ
evet seytan icadi iki teker ustundesiniz hayatin icinden bir an kopa bilirsiniz
Hayat bir nefesdir aldığın gadar
Hayat bir kafestir galdığın gadar
Hayat bir hevestir daldığın gadar
Önün mezar sonun mezar, unutma! biladerrim kardesim!
Hayat bir muamma çözdüğün gadar
Hayat bir seyahat gezdiğin gadar
Hayat bir duygudur sezdiğin gadar
Yönün mezar, sonun mezar, unutma kardesim biladerim!
Hayat bir yaygıdır yaydığın gadar
Hayat bir saygıdır saydıgın gadar
Hayat bir kaygıdır, duyduğun gadar
Yönün mezar, sonun mezar, unutma kardesim biladerim!
Hayat bir çıkıştır, çıktığın gadar
Hayat bir bakıştır, baktığın gadar
Hayat bir bıkıştır, bıktığın gadar
Önün mezar, sonun mezar, unutma kardesim biladerim!
Hayat bir rüyadır, yorduğun gadar
Hayat bir cevaptır, sorduğun gadar
Hayat bir seraptır, gördüğün gadar
Yönün mezar, sonun mezar, unutma kardesim biladerim
Hayat bir olgudur olduğun gadar
Hayat bir dolgudur,dolduğun gadar
Hayat bir bulgudur, bulduğun gadar
Önün mezar, sonun mezar, unutma kardesim biladerim
Bal der hayat böyle, yokuş iniş var
Geldiğimiz gibi, bir de dönüş var
Sonunda tahtadan at’a biniş var
Önün mezar, sonun mezar unutma kardesim biladerim
HABIB ERAT