SEVİNMEK HAKKIMIZ DEĞİL Mİ?
Alanya Belediye Başkanı Hasan Sipahioğlu ile Gazipaşa havalimanına büyük uçakla birlikte indik. Daha sonra Goldcity Turizm Kompleksinde basın açıklaması yapıldı. Sipahioğlu’nun burada yaptığı konuşmada, “Yıl 1989 dönemin Cumhurbaşkanı Turgut Özal, o dönemin Gazipaşa Belediye Başkanı Ahmet Büyükakça’ya sorar, ‘Ahmet Gazipaşa’ya sen ne istiyorsun?”, Büyükakça Cumhurbaşkanı Turgut Özal’a, ‘havalimanı istiyorum’der. İşte Gazipaşa Havalimanının öyküsü böyle başlar. Yani tam 23 yıl önce…
Daha sona DYP Antalya Milletvekilimiz Hayri Doğan’ın büyük gayretleri devreye girer, daha sonra Refah Parti’nin Antalya Milletvekili ve Ulaştırma Bakanı Ahmet Denizoğlu temeli atar. Tam ‘uçakları indireceğim’ dediği hatta Refah yol hükümeti düşer. Gazipaşa Havalimanı oyalanırda, oyalanır. Çeşitli dedikodular her gün sokaklarda yankılanır. 5 yıl önce umutlar yine yeşerir. Devlet Hava Meydanları Gazipaşa Havalimanını ihaleye çıkarır. 1.si fos çıkar, 2.sine bir yabancı ortak ile Aydoğan AŞ’nin Yönetim Kurulu Başkanı Kerim Aydoğan ile TAV şirketi katılır ve TAV ihaleyi kazanır. Herkes sevinç içindedir. Kerim Aydoğan dahil. Çünkü TAV çok güçlü bir firmadır. Türkiye’de ve dünyanın çeşitli ülkelerinde hava meydanları işletiyorlardı. Pist uzayacak, son model teçhizatlar gelecek, büyük gövdeli uçaklar inecektir. Umut bu ya, TAV kazandığı paranın % 65’ini devlete ödeyecek, 25 yıl havalimanını işletecek. Bu işin garantisi olmasa bu işin içine girer mi, milyon dolarlar yatırmışlar. Oradaki arsaları istimlak yapmışlar. Biz gazeteciler defalarca gittik, gördük, yazdık, çizdik. Kimisi, ‘küçük bir greyder çalışıyor’ diye yazdı, kimisi, ‘içinde inek otluyor’ diye. Umut fakirin ekmeği idi.
Turizmcilerin, yatırımcıların, esnafların tek umudu Gazipaşa havalimanına uçak inmesiydi ama bir türlü inemiyordu. Ağzımıza bir parmak bal sürdüler, Borajet adlı kanatında pervaneli bir uçak ile ‘Ankara ve İstanbul’a uçacaksınız’ dediler. Elbette sevindik, dün oda yoktu. Ama bir türlü beklenen verimi alamadık. Yağmur yağdı Borajet yok, rüzgar esti Borajet yok, kış geldi, Borajet temelli yok. Olduğu vakitte de saatler uyuşmadı. Alanya’nın derdine çare olamadı, oldu, olamadı diye yıllar geçti. Hep açıklama yaptık, papatya falı gibi ‘inecek, inmeyecek’ dedik, SONUNDA İNDİ…
Artık sevinmek bizimde hakkımız değil mi? Elbette sevinmeliyiz. O miladın içinde bende yer aldım. İlk büyük gövdeli Boing 737-800 tipi 189 kişilik uçakta bende yer aldım. Mahmutlar’lı tek gazeteci olmam elbette beni gururlandırdı. Hayatımın en güzel, en duygulu günlerinde biri idi. Tek Mahmutlar’lı olmam elbette sevindirdi ama isterdim ki tüm Mahmutlar’lılar benimle birlikte olsun. Uçakta birde Kestel’li vardı. İşadamı Murat Topçu. Bu heyecanlı bekleyişin ardından artık sevinç yumağı olalım ama artık birazda kendimize bakalım. Mahmutlar bu sevincin ardından hemen başarılı çalışmalar yapmalı. İlk önce görev belediyenin. Artık bir ilçe olma vakti geldi ama ona bel bağlayıp kendimizi salıvermeyelim. Mahmutlar’ı el birliği ile cazibe merkezi haline getirmeliyiz. Caddemizden, sokağımıza, aydınlatmalardan, peyzaja artık kabuğumuzu kırmalıyız. O zaman bu sevince ortak oluruz, değilse bu parsadan başkaları nasibini alır…