SEVGİLİ GÜNLÜK

Sevgili günlük, geçtiğimiz hafta yerel seçimlerle ilgili bir değerlendirme yapacaktım ama bir hafta beklediğim halde henüz sonuçlar resmi olarak açıklanmadı.

Biraz önce Ankara’da Mansur Yavaş’ın resmi olarak kazandığı ifade edildi ama İstanbul’da ‘at’ henüz Üsküdar’dan çıkamadı.

Sevgili günlük, senin sayfalarını çevirirken gözlerim 26 Mart 1989 yılında yapılan yerel seçimlerin sonuçlarına takıldı.

SHP İstanbul, Ankara ve İzmir belediyelerini iktidar partisinin elinden alarak büyük bir zafer kazanmış.

Sadece bu üç büyük şehri değil tüm Akdeniz, Ege ve Marmara kıyıları muhalefetin eline geçmiş.

İktidarın elinde sadece İç Anadolu’da bazı şehirler kalmış, sevgili günlük bundan sonra neler olacak, iktidarların gidişinin ayak sesleri olan yerel seçim hezimetleridir, bu gelenek devam mı edecek, yoksa iktidar bundan ders çıkarıp önlem mi alacak?

Sevgili günlük yine İstanbul seçim sonuçlarını beklerken senin sayfalarına göz attım.

1989 yılı yerel seçimi sonucunda çıkan tabloya üzülen dönemin başbakanı eyalet sistemini gündeme getirmiş.

1990 yılı Almanya dönüşünde “İller sayısı 100’ü aşarken, büyük şehirli iller de ‘büyük il’ olacak.

Türkiye’de bu özelliğe sahip 16 il var.

O 16 il, civarlarındaki illerle irtibatlı olacak.

Ama bu demek değil ki, Türkiye’deki bütün illerin bir ‘büyük il’le irtibatı olsun.

Ona belki zamanla gidilir.

Ama bu, belki “eyalet sistemine doğru gidişin başlangıcı olur” demiş.

Sevgili günlük sana baktığımda görüyorum ki bu eyalet sistemi tartışmaları hep süregelmiş ve en net tavrı MHP’nin o dönemdeki genel başkanı Alparslan Türkeş İzmir’de yaptığı açıklamada dönemin hükümetini şu sözlerle eleştirerek koymuş: “Ülkeyi yönetenler; Eyalet sistemi, özerklik, federasyon gibi sözler ederek, Türk milletini iğfal etmektedir.”

Sevgili günlük bu dönemde de eyalet sistemi tartışmaları yoğun olarak yapılmaktadır, yeni yerel yönetimler yasasında muhtarlık ve ilçe belediye başkanlığı kaldırılabilir.

Öncelikle Büyükşehirleri kapsayacak şekilde yasalaşacak olan bu yeni sistemin neler getirip neler götüreceğini yaşayıp göreceğiz.

Birde şey okumuştum sevgili günlük, demokrasinin beşiği sayılan Fransa’da 36 700 civarında belediye olup, belediyelerin % 90’nın nüfusu 2 000’nin altındaymış.

Sevgili günlük, “Biz belde belediyelerini kapattık, ilçe belediyeleri de budanırsa bir sıkıntı olur mu? Birde köylerimizi yitirdik, bu son dönemdeki sebze meyve fiyatlarının köylerin mahalle olmasıyla bir ilgisi var mıdır?”

Ben de kime soruyorum, sen basit bir günlüksün, nereden bileceksin?