Seninle muhatap olmayız!
AK Parti, Mahmutlar Belde Başkanı Muhterem Anılgan, Hüseyin Taşer’in Köşe yazısını, vatandaşların kendisine aktardığını söyledi ve gülümseyerek, “Hatırladığım kadarıyla bu arkadaşın kendisi sahtecilikten “sahtekar” olarak yargılanmak sureti ile “sahtekarlık” suçundan, hapis cezası almış bir kişidir” dedi.
Anılgan, “Toplum, ne söylendiğine değil, kimin söylediğine bakar.” Sözünü hatırlatarak; “Bu kişinin söylediğinin, bizim ve toplumumuz nezdinde hiçbir itibar ve geçerliliği yoktur. Kendisinin sarf ettiği kötü, yalan, iftira gibi tüm sözler, kesinlikle sahibine aittir. Bu sözler, riya ve acz içinde olan insanların sarf edeceği sözlerdir. Siyasette prim yapmak için, sarf ettiği bu sözler, gerçeği yansıtmadığı gibi, bu zihniyetle sarf ettiği bu sözlerin dinimizde ve toplum nezdinde karşılığı bellidir. Ancak, ne yazık ki bu tip siyaset yapma alışkanlığı kendisine karakter olarak yerleşmiştir.
Kendisine tam oturan bu karakter ve riyakar duruşu, bir kazanç gibi gören ve sürekli iftira ve yalana sığınarak, topluma bir şeyler aktardığını zanneden bu kişinin içine düştüğü bu durum, zayıflığının ve acizliğinin, ne yazık ki, acı bir tezahürüdür. Bu şartlarda siyaset yapmaya çalışan bir kişinin toplumun saygın değerleri olan milliyetçilik ve ülkücülük değerlerini sıkça kullanması daha da acı bir durumdur.
Milliyetçilik ve ülkücülüğün ezberciliğe dayalı olamayacağını, milliyetçilik, ülkücülük, İslam ve toplum değerlerinden ve ahlakından bahseden kişinin, bu değerleri her anlamda yaşayarak, hayatını sürdürmek ve gelecek nesle aktarmak için sorumlu olduğunu bilmesi gerekmektedir. Ancak siz, bu değerlere gerçek anlamda çok yabancısınız.
Toplumda sizin gibi insanlar konuştuğu ve iftira attığı zaman, sizi tanıyanlar ve bilenler, sizi tarif eden şöyle bir hikaye anlatılır:
“İki kör dolma yerken, biri diğerine:
– Sen dolmaları neden ikişer ikişer yiyorsun? Diye sormuş. Diğeri ona;
– Sen benim dolmaları ikişer ikişer yedimi nereden biliyorsun? demiş. O da:.
– Görmedim ama, ben ikişer ikişer yediğimden seni de öyle düşünüyorum. demiş.”
İşte, bu zihniyetle iftira, yalan ve riya sizin siyasi ve özel yaşantınızın vazgeçilmez bir unsuru olmuştur. Sizi bilenler, tanıyanlar ve hatırlayanların sizin için farklı şeyler söylemesini ben şahsen can-ı gönülden isterdim. Ancak, sizin için vatandaş diyor ki:
“Taşer’i, her düğünde arıyor ve anıyoruz. Adamın hakkını yememek lazım! Taşer, burada olsaydı da biraz konuşuverseydi! Bir iş yapmasa da, ne dediğini anlamasak da, inanmasak da ezbere hep aynı şeyleri konuşmasına gülerdik, eğlenirdik!”
Üzülerek söylüyorum ki; dost acı söyler, ne ekersen onu biçersin: Taşer, işte senin Mahmutlar’daki tek izin bu!”dedi.
Milliyetçilik ve ülkücülüğün ezberciliğe dayalı olamayacağını, milliyetçilik, ülkücülük, İslam ve toplum değerlerinden ve ahlakından bahseden kişinin, bu değerleri her anlamda yaşayarak, hayatını sürdürmek ve gelecek nesle aktarmak için sorumlu olduğunu bilmesi gerekmektedir. Ancak siz, bu değerlere gerçek anlamda çok yabancısınız.
YAZININ BURASI TAM UYMUŞ