SEÇİME ÇEYREK KALA

Her seçim bir beklenti demekti.
Her seçim bir yenilik demekti.
Her seçim yeni bir hayal demekti.
Her seçim bir hizmet demekti.
Her seçim bir şov dönemi demekti.
Her seçim düğün bayram demekti.
Her seçim siyaset veya siyasetçilere başka bir bakış açısı demekti.
Her seçim ayrı ve farklı beklenti demekti.
Ya şimdi??
Şimdi her seçim, bir korku tuzağı demek.
Şimdi her seçim, bir ölüm girdabı demek.
Şimdi her seçim, bir risk demek.
Şimdi her seçim, bir tehlike demek.
Şimdi her seçim, daha çok fakirleşme demek.
Şimdi her seçim, daha fazla dilenmek demek.
Şimdi her seçim, siyasilerin eline bakmak demek.
Şimdi her seçim, kimin hangi dinden olduğunu öğrenmek demek.
Şimdi her seçim, kimin hangi tarikattan olduğunu öğrenmek demek.
Şimdi her seçim, kimin hangi mezhepten olduğunu öğrenmek demek.
Şimdi her seçim, kimin hangi kökenden olduğunu öğrenmek demek.
Şimdi her seçim, kimin iktidar yanlısı olmadığından çekeceği çilenin tespit edilmesi demek.
Şimdi her seçim, siyasi iradeyi eleştirenlerin ödeyeceği bedeli öğrenmek demek.
Şimdi her seçim, kimin hakkında hangi CD ile tehdit edilmesi demek.
Şimdi her seçim, yalan demek,
Şimdi her seçim, ayrı bir aşırı israf demek.
Şimdi her seçim, hukuksuzluk demek.
Şimdi her seçim, yasaları arkadan dolaşmak demek. Vs. vs. vs.
Şimdi biz bu kafayla AB üyesi olacağız öyle mi?
Olamayız beyler olamayız.
AB’nin en önemli ölçüsü “hesap verebilir” olmak ve siyasilerin vatandaşına “yalan konuşmaması” demektir.
Bunların içinde en önemlisi de kişilerin fikirlerinden dolayı susturulmaması demektir. Basın özgürlüğü demektir. Kanaatlere bedel ödememektir.
Anayasamız’ın 25. Maddesine göre: Herkes düşünce ve kanaat Hürriyeti’ne sahiptir. Her ne sebep ve amaçla olursa olsun kimse, düşünce ve kanaatlerini açıklamaya zorlanamaz, düşünce ve kanaatleri sebebiyle kınanamaz ve suçlanamaz.” Denilmektedir.
Bu madde kimin için biliyor musunuz? Bu madde bizi yönetenler içindir. Varın siz düşünün bu seçim öncesi.