“PARDON”

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

sudiOramirallere suikast iddiasıyla gözaltına alındı Yarbay Ali Tatar, 7 Aralık tarihinde tutuklandı. Avukatların itirazı üzerine birkaç gün sonra serbest bırakıldı. Beylerbeyi Astsubay Okulu Tesisleri’ndeki lojmanına geldi. Ailesi ve komutan arkadaşıyla birlikte hasret giderdi.
Savcının yaptığı itiraz üzerine yeniden çıkarılan yakalama emri kendisine tebliğ edildi.
Tatar, tebliği aldıktan sonra kendisine ve Silahlı Kuvvetlere yapılan ‘KUMPASIN’ farkında olduğu için, “Bir daha asla oraya dönmem. Oraya döneceğime ölürüm daha iyi” dedi. Tutuklanmadan önceki sorgusunda suikastla ilgili tek bir soru bile sorulmamıştı kendisine. Her şeyin farkındaydı. Çaresizlik onun sinir krizi geçirmesine sebep olmuştu. Ailesi evdeki silahları saklıyor yakınları da onu teskin etmeye çalışıyordu. Evde 3 ayrı silah vardı. Ailesi o silahları sakaldı.
Komutan silahlardan birisini alarak gizlice banyoda bir yere sakladı.
O gece odasına çekildi ve bir mektup yazdı. Sabah erkenden kalkıp gidip kapıda bekleyen askeri inzibata teslim olacaktı. Tam çıkacağı sırada eşinin eline gece yazdığı mektubu tutuşturup, “Sen bunu al, midem çok ağrıyor, hemen geliyorum” diyerek banyoya yöneldi. Eşi bir şeyler yapacağı endişesi taşıdığı için ardından banyo kapısına yöneldi, tam o sırada silah sesi duyuldu.
Eşi yanındakilerle kapıyı açıp çığlıkla içeri girince eşini yerde kanlar içinde buldu. Tatar ailesi ve lojmandaki askerler tarafından hemen GATA’ya kaldırıldı. Tatar yapılan müdahalelere rağmen kurtarılamadı.
O MEKTUP Sevgili Nilü (karısı Nilüfer’e hitaben), ailem ve beni bulan yetkililere…. Öncelikle başınızı öne eğdirecek hiçbir şey yapmadım.
Başınızı dimdik tutun! Ama ben bu hukuksuzlukla yaşayamam.
Belki benim ölümüm benim durumumda olanların aydınlığa çıkmalarına vesile olur.
İçim buruk.
Bana bu oyunu oynayanlara ve sahip çıkmayanlara kırgınım.
Yaşadıklarımı ikinci defa kaldırmam mümkün değil…
O deliğe bir daha dönmektense mezara girmeyi tercih ederim…
Bu şekilde ölmeyi hiç istemezdim.
Böyle bir ölüme en çok karşı çıkan insanlardan biri de benim.
Ama kader böyleymiş.
Hepiniz hakkınızı helal edin.
Beni rahmetli babamın yanına gömün.
Karımı ve kızım Gökçen’imi size emanet ediyorum.
Kızımı ve karımı yalnız bırakmayacağınızı, bu işin peşini bırakmayacağınızı biliyorum.
Tek tesellim sizleri son bir defa, hep birlikte görmek oldu.
Gökçen’im, canım kızım derslerine çok iyi çalış. İyi çalış ve önemli yerlere gel ki, benim hesabımı sorabilesin!
Hukuksuzluk sürecine hukuk adına saygı gösterilemez…
Bu şekilde giderseniz ne yönetecek ne bir ordu ne yaşayacak cumhuriyet, bir ülke bulamayacaksınız….
Şunu bilin ki, en küçük suçu ve günahı olmayan ben, bu yapılan hukuksuzluğa isyan ve bu karanlığa bir nebze ışık olabilmek için hayatıma son veriyorum…
Askeri casusluk ve amirallere suikast davasında mahkeme “Bütün tutukluların tahliyesine…” karar verdi.
Deniz Yarbay Ali Tatar, hariç…
Şimdi bunun hesabını hangi devlet verecek?
Paralel olanımı, derin olanımı ya da aslında hiç olmayanımı?
“Türkiye kursağını temizliyor” diye nutuk atanların vicdanları ne zaman temizlenecek? Masum insanlara yıllarca zulmedenlerin vicdanını ne Dua temizler ne de Beddua.
Vakti zamanı geldiğinde hepsi yargılanmalı.
Hani ”Karanlıkta hiçbir şey kalmayacak” diyorlardı ya.
Hele O ampuller bir sönsün o zaman aydınlanacak bu ülke…

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Mahmutlar Haber, En Güncel Haberler, Son Dakika - MahmutlarPost ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!