OLİGARKLAR İLK HEDEFİNİZ AKDENİZ

İnsanlar bildikleri birçok şeyi hayvanlardan öğrenmiştir. Yüzmeyi balıklardan, uçmayı kuşlardan, koşmayı tavşanlardan.

Aynı türde iki klan, kendilerine bir yaşam alanı seçer ve seçtiği bölgeye diğer kalanlardan birilerinin izinsiz girmesine asla izin vermez, sınır güvenliği.

Köylerin, kasabaların, şehirlerin ve ülkelerin sınırları her zaman vardır ve olacaktır.

Aynı kültürde olmayan insanların bir araya gelmesine kültürel zenginlik, ayrı kültürlerin yerleşik geleneksel kültürleri bozmasına ise asimilasyon denir.

Barış dönemlerinde etnik ve kültürel farklılıklar zenginlik olsa da, savaş halinde bir kabus gibi çöker o yerleşkeye.

Yüz yıl önce Osmanlı’nın çöküşüyle birlikte bunu en acı bir biçimde yaşamış ve deneyimlemişiz.

Ders almış mıyız?

Elbette,  hayır.

Türkiye’nin birkaç şehri hariç tüm kıyıları parayı verenin oluyor.

Bölgemizde, Mersin’den başlayarak Muğla ve ilçelerine kadar uzanan kıyı şeridini son 5 yılda maalesef kaybettik.

1 birim parasının 18 lira ettiğini duyan geliyor.

Sonuçta 72 buçuk milletin iç içe ama bir-birlerine yabancı olduğu, bazı semtlerde hatta şehirlerde gettolaşılan bir ülke olduk.

Bu sürdürülebilir mi?

Elbette, hayır.

Bu ülke için bedel ödemiş insanlar, hiçbir mantıklı reailtesi olmayan, sırf borç batağına çare olsun diye yabancılara ezdiriliyor.

En küçük eleştiri de ise, yatırımdan katma değerden dem vuruyorlar.

Mütekabiliyet yasası kaldırıldığından beri yabancılara ne var ne yok satıyoruz.

Peki, ekonomi ne halde?

Çare olmuş mu?

Peki, ileride doğacak sorunlar için bir çözüm önerisi olan var mı?

Bir küçük örnek vereyim; bir site kentsel dönüşüm kararıyla yıkıldı.

Kat maliklerinden üçü yabancı ve hiçbir şekilde ulaşılamıyor. İnşaat hala başlamadı, hadi nasıl çözeceksin, var mı kat mülkiyeti kanununda buna bir çaren?

Bu politika sürdürülebilir değildir.

Diğer yandan “küt” diye yasaklamak bu alandaki iş insanlarının batması ve yeni mağdurlar demektir.

Bence; bir parseldeki yabancıya satış %30’u geçemez, yabancılar ikinci el konut alamaz.

Yabancılar aldıkları konutu sadece yabancıya satabilirler, tarla, arsa ve bahçe alanları yabancıya satılamaz, yabancıya kök tapu hakkı verilemez, bina ömrü kadar kullanım hakkı verilir, bina kentsel dönüşüme girdiğinde mülkiyet hakkı yerel belediyelere ge-çer gibi hükümler getirilmelidir.

Filistin örneğini hepimiz veriyoruz ama ders almıyoruz.